Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatma Nur

Fatma Nur
@Fatmanur0845
-“Bir şehri şehir yapan üç şey: Kanalizasyon, hamam, kütüphane.. Kanalizasyon şehrin kirini, hamam bedenin, kitaplar ruhların kirini temizler” ( Fatih Sultan Mehmet)
Öğrenci
Lisans-SDÜ
Ouagadougou
603 okur puanı
Mart 2016 tarihinde katıldı
106 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
"Nehre fırlattığım boş süt kartonu benden önce Paris'te olacak." (Kitap adına tek rahatsız olduğum cümle) s.85 Arka kapak 1974 yılının kasım ayında, geçen yüzyılın en önemli sinema eleştirmenlerinden yakın arkadaşı Lotte Eisner’in Paris’te hasta yatağında ölmek üzere olduğu haberini alınca şöyle der Herzog: Olamaz, dedim, şimdi ölemez, Alman sineması şu an onsuz yapamaz, bu önemli kadının ölmesine izin veremeyiz. Herzog, oraya yürüyerek giderse Eisner’in ölmeyeceğine, iyileşeceğine dair çılgınca bir inançla Münih’ten yola koyulur. Bir sırt çantası ile çıktığı bu yolculukta köylerden, tarlalardan, dağ yollarından kar buz içinde geçerken karşılaştıklarını kendisine has üslubu ile kağıda aktarır. Yolda gördüklerini anlatırken aslında yaşam, ölüm ve dünya hakkında adeta kısa ve kesik, ama derin bir konuşma yapar kendisiyle.
Buzda Yürüyüş
Buzda YürüyüşWerner Herzog · Jaguar Kitap · 2016363 okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Arka kapak Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. "Bu kitapta," der, "tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım."
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Arka Kapak “Silah sanayinde neden hiç grev olmaz?” Saramago, ömrünün sonlarına doğru kafasını kurcalayan bu soruya yanıt aramak için, tamamlayamadığı bu son romanına başlıyor. Romanın çıkış sorusu son derece yaşamsal ve güncel bir etik anlam taşımaktadır: Silah üreten fabrikaların karanlık geçmişi, her türlü grev girişiminin kanlı bir şekilde bastırıldığını göstermektedir. Silah fabrikalarında hiç durmayan ve zorla sürdürülen bu üretim, aslında dünyada asla bitmeyen savaşları da temsil etmektedir. Bir silah fabrikasında çalışan ve ağır silahlar bölümüne terfi etmek dışında bir amacı olmayan Artur, acaba idealist karısı Felícia’nın peşinden gidip, görev aşkıyla çalıştığı fabrikanın İspanya İç Savaşı’nda oynadığı karanlık rolü deşifre edecek midir? Yani Saramago’nun metinlerinde sıkça vurguladığı bir ilkeyi, “çöküş koşullarında bir erdem isyanı başlatmayı” başarabilecek midir? Saramago’nun romanı yazma sürecinde aldığı notlar, usta bir yazarın romanını kurgularken aklından geçenlere ışık tutuyor ve kitapta yer alan Saramago üzerine yazılmış diğer metinlerle birlikte, okuru romanı tamamlamaya, sorulan etik soruların peşinden gitmeye davet ediyor.
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, Tüfekler
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, TüfeklerJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021988 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
303 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Arka kapak Veba, yalnızca XX. yüzyılın değil, bütün bir insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: felaketin yazgıya dönüşmesi. Veba, insanın ve aydınlığın şiiridir. Bu şiirde renkler alabildiğine koyu ancak yazarın sesi o denli umut doludur. ... Albet Camus'nün insana bakışı ve inancı, bu noktada karşımıza çıkar. Camus okurlarını, ortadan kaldıramayacağını bile bile vebayla savaşan Doktor Rieux'nün kişiliğinde, dünyanın saçmalığını, yenilginin sonu gelmeyeceğini bile bile kötülüklere karşı çıkmaya, yaşama anlam katmaya çağırır.
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kendine Ait Bir Oda, geçmişten günümüze feminizm tartışmalarının kaynağı olmuştur. Eser, Virginia Woolf’un Cambridge Üniversitesi’ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı konuşma üzerine şekillenmiştir. Kadın ve kurmaca arasındaki ilişkiyi çözümlemeye, kadının edebiyattaki yerini sorgulamaya ve tespit etmeye çalışan Woolf; Jane Austen’den Shakespeare’a kadar dünyada sesini duyurmuş isimlerle muhatap ettirir bizi. 123 sayfalık kısa bir roman olmasına rağmen, yoğun kurgusuyla içine çeker ve her 10 sayfada bir altını çizdirtecek fikirler sunar zihinlerimize. İngiltere’de döneminin ve geçmiş tarihteki kadınların haklarını, kadının toplumdaki yerini sorgulayan ve kadınların edebiyatta daha özgür olabilmeleri için 500 bin pound ve kendine ait bir odası olmasını savunan Woolf, aynı şekilde hemcins eleştirisini de yapar.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,7bin okunma
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın kapağında Ferdinand Hodler’in“Hayal Kırıklığına Uğrayanlar” tablosu olması elbette bir rastlantı değildir. Bu tabloda beş kişi resmedilmektedir, hepsinin üzgün bir hali vardır, hiç biri resme bakanın gözlerinin içine bakmaz, ikisinin başı yana eğik, ikisini yüzü avuçlarının arasında, biri ise başını koluna gömmüştür. Resimdeki üstü giyinik dört kişi siyahlar içindedir. Ne olduğu belirtilmeyen büyük bir kayıp söz konusudur. Kimse kimseyi teselli edecek gücü bile gösterememekte, herkes birden yıkılmış görünmektedir. Bu resmin çağrıştırdığı kadar büyük, toplu bir hayal kırıklığı insanın, örneğin, iş hayatında, politikada, kısacası “dışarıda” karşılaşabileceği türden bir kayıp değil, ancak yakın bir kayıp olabilir. Söz konusu tek bir kişinin kaybı değil, bir okulun, bir halkın, bir topluluğun kaybıdır. Bu resmin çok belirgin bir anlamı vardır aslında: Yıkım. enisakin.blogspot.com.tr/2013/10/ah-muhs...
Gidiyorum Bu
Gidiyorum BuOnur Ünlü (Ah Muhsin Ünlü) · Sel Yayınları · 20115,3bin okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Bağışlamanın da, iyiliğin de yolu sevmekten geçer. İnsanın kendi türüne karşı girişebileceği en büyük başkaldırısı ve “biricik haklılığı”dır sevmek. Herkes içine ata ata iyileşmeye çalışırken, dünyayı düzene sokacak en büyük gücü içinde barındıran olgudur sevmek. Ve paylaşılmalıdır. Kalabalık içinde güzeldir çünkü. Bu kitabı okuduktan sonra dünyanın üstüne üstüne geldiği dar zamanlarda, içinde yaşanan bu gri kenti terk etmenin en cazip göründüğü, gözleri birbirine hiç değmeyen milyonlarca asık surattan, koşturan ayaktan sıkıldığı ve bu sıkıntının kendisinde yavaş yavaş bir alışkanlığa dönüştüğünü fark ettiği her anda bu cümleyi düşünürken buluyor kendini insan: İnsanın acısını insan alır.(Alıntı)
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,1bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Çiçeksiz, türküsüz gölgesiz büyüyen çocuklar ülkesinde, kaba adamların kalın sesi ülkeyi örterken, güzel kadınlar kederli türküler söylerken, şehirlerin kalabalığı ve apartmanların soğukluğu sizi öldürmesin diye, kalbiniz atmaya devam etsin diye okuyun.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
191 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yasaların pençesinden kurtulan suçluları kendi yöntemiyle cezalandırmaya karar vermiş bir psikopat ve bu doğrultuda ortaya çıkan teker teker ölümler.. Sonuna kadar gizemini, heyecanı koruyan bir eser..
On Küçük Zenci
On Küçük ZenciAgatha Christie · Altın Kitaplar · 200632,1bin okunma
484 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
1930’lu yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın (36) ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i (87) karşılamasıyla başlar. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
Reklam
255 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Buscaglia'nın yaşamak sevmek ve öğrenmek üzerine konuşmalarını deneyimlerini ele alan ve her ne kadar kişisel gelişim kitaplarını okumayı tercih eden biri olmasam da okurken ara ara kendimi gülümserken bulduğum ve her konuşmasında kendinize dair fazlasıyla bişeyler bulabileceğiniz bir eser.. Okumak için çok geç kalmayın.
Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek
Yaşamak, Sevmek ve ÖğrenmekLeo Buscaglia · İnkılap Kitabevi · 20201,025 okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitap, belirli bir konuya bağlanmadan, bir dosta yazılan mektuplardan ve okurun içini ısıtan sözlerden oluşan deneme türünde bir eserdir. Her okuyuşta farklı lezzetler alınacak bir eser..
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202019,9bin okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ölümün Dört Rengi, elbette en çok da ölümden bahsediyor; Efendimiz'in "Ölmeden önce ölünüz” buyruğunun manasına işaret eden ölümden.. Hakikatin siyahından; ölümün kırmızı, beyaz, yeşil ve siyah çeşitlerinden. İffetin rengi maviden, Hızırın rengi yeşilden. Tek seferde hazmedilemeyip tekrar tekrar okunacak bir yapıt.
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,132 okunma
460 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ayşe Kulin'in Veda ve Umut'ta olduğu gibi bu eseri de baştan sona kadar sürükleyici, akıcı bir üslupla okuru, kendine çekmektedir. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye'nin İngiltere, Almanya, Rusya, İtalya'ya karşı tutumu, nazizmin yahudi insanlar üzerindeki etkileri ve bu insanların hayatları ele alınmaktadır. Kısaca; Ayşe Kulin “Nefes Nefese”nin “teşekkür” yazısında şunları dile getiriyor: ”Nefes Nefese, hiç kimsenin yaşam öyküsü değildir. Roman İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da görevliyken, Hitler’in pençesine düşen (Türk asıllı olan veya olmayan) pek çok Musevi’yi kurtarmaya başarmış Türk diplomatlarının ve Fransız Direniş Hareketi’nde görev alan bir Türk gencinin yaşadıklarından esinlenerek yazıldı” diyor.
Nefes Nefese
Nefes NefeseAyşe Kulin · Everest Yayınları · 201311,6bin okunma
551 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Vay be!! Ne kitaptı ama... Kitabı yeni bitirmiş olmanın ve şaşkınlığımı atamamış olmanın etkisiyle söyleyebileceğim şimdilik bu kadar..
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,1bin okunma
390 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Ayşe Kulin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul'da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.
Veda
VedaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202314,3bin okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarın hayatına kısaca değinmek gerekirse; Türk şiirinin Mavi Gözlü Dev'i Nazım Hikmet Ran'ın yapıtları, 1938'den 1965 yılına dek Türkiye'de yasaklanmıştır ancak ölümünden iki yıl sonra Türkiye'de şiirleri basılmaya tekrar başlanmıştır. 1938'de tutuklanarak 28 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edilmiş ancak 14 temmuz 1950'de çıkan Genel Af Yasası'ndan yararlanarak, 15 temmuzda serbest bırakılmıştır. 17 haziran 1951'de İstanbul'dan ayrılarak Moskova'ya gitmiştir. 25 temmuz 1951'de ise, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Büyük ustanın mezarı hala Moskova'da bulunmaktadır maalesef... 835 Satır adlı şiir kitabı 5 ayrı kitabın (*835 satır, *Jokond ile Sİ-YA-U, *Varan 3, *1+1=1, *Sesini Kaybeden Şehir) bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir eser. Tekrar tekrar okunacak bir başyapıt...
835 Satır
835 SatırNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20152,974 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Onun dünya nimetlerine dört elle sarılan yaşamak hırsını, şu dünyanın toprağını, suyunu, yemişini ve güneşini yudum yudum tadarken duyduğu yaşama sevincini düşünüyorum da, Sait Faik'siz edebiyat bana kasvetli geliyor." Sabri Esat Siyavuşgil Kısa kısa hikayelerden oluşmakta olup ilk kez 1950 yılında yayımlanmış bir eser.
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yazar herhangi bir şeyi, çok iyi bildiği bir şeyi, acaba bir sayfa sonra ne olacak merakını hiç kaybettirmeden anlatıyor. Huzursuz Bacak’ın kahramanı Ömer Faruk, üniversite yıllarında memleket meseleleri üzerinde çatışma yanlısı değil, uzlaşımcı bir tavır sergilemesine rağmen babasından her seferinde ihtar almış; bu yüzden de yüksek tahsili için yurtdışına gönderilmiştir. Huzursuz bacağın tıklamaya başlaması, işte bu yurtdışından ülkeye dönüş ile başlar. Memleketi, ailesi ve de arkadaşları bıraktığı gibi değildir. Kendisinin özlem duyduğu her ne varsa, artık çoktan vazgeçilmiştir burada. Mazi ile şimdiki zaman arasında uçurumlar vardır. Ülkede maddi kıymetlerin beraberinde manevi kıymetlerin de değişmesi, Ömer Faruk’u bir arayışa iter. Kutlu’nun diğer hikâyelerinden farklı olarak şehir hayatının, meselelerinin göbeğinde başlayan bu hikâye; babadan kalma bir çiftlikte, toprağın şifalı ellerinde nihayet bulur. Huzursuz bacağın tıklaması, toprağa basınca kesilir. Huzursuz Bacak, okunmaya; fikredilmeye değer bir eserdir. Çünkü bu hikâyede Türk toplumunun, bireyinin, memleket meselelerinin analizi vardır. Hikâyenin yayın tarihiyle şu anki tarih arasında yedi sene olmasına rağmen maalesef sorunlarda bir çözümlenme görülmediğinden okurken hiç yabancılık çekmeyeceksiniz. Keyifli Okumalar :)
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,094 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Gabriel Garcia Marguez'in okuduğum üçüncü kitabı. Yazarın diğer kitapları gibi bu kitabı da oldukça farklıydı. Yazarın hristiyanlığın yedi ölümcül günahını (1.kibir, 2.açgözlülük, 3.Şehvet düşkünlüğü, 4.Kıskançlık, 5.Oburluk, 6.Öfke ve 7.Tembellik) ve gerçekten yaşanmış olan muz işçileri katliamını oldukça güzel bir dille aktarmış. Okunmaya değer bir kitap kesinlikle ancak benden söylemesi kitaptaki isimlerin karışıklığına ve durağan olmasına takılmayıp kitabı sonuna kadar okuyun. Keyifli okumalar :)
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Bir dönemi anlatmanın çeşitli yöntemleri var ve Kekeme Çocuklar Korosu da, 1990-2000 yılları arasında İslamcılık söyleminin bir tarafında yer tutmuş kuşağın içinde biriktirdiklerini "dikkafalı" bir söylemle dışavurumudur. Bu yönüyle oldukça sahici bir iç dünyaya karşılık geliyor... Popüler kültürün hızlı yayılışı ve modern yaşam tasarımları birçok hayatı ve duyarlılığı kapitalizmin çöp kutularına yuvarladı. Kekeme Çocuklar Korosu, içinde barındırdığı insanlar ve onların öyküleriyle kocaman bir duygu dünyasına karşılık geliyor. "Bizim mahalle"deki çocukların geniş yüreklerine..."
Kekeme Çocuklar Korosu
Kekeme Çocuklar KorosuTarık Tufan · Profil Yayınları · 20196,6bin okunma