Ateşi aşkınla yandım nur imanım Ali Ali
Kevseri lütfundur ancak derde dermanım Ali Ali
Aç nikabın merhamet kıl tende cananım Ali Ali
Her dü alemde penahım mahı tabanım Ali Ali
Mevlam Ali canım cananım Ali Ali
Kurban Ali
Hayran Ali
Hak ile kaimsin elhak şiri Yezdan'ım Ali Ali
Her taraf nurunla doldu şemsi rahşanım Ali Ali
La feta illa Ali Ali Ali
La seyfe illa Zülfikara
La feta illa Ali Ali
La seyfe illa Zülfikara
"Hayat beni sıkıyor..."dedi. "Her şey beni sıkıyor. Mektep, profesörler, dersler, arkadaşlar... Hele kızlar... Hepsi beni sıkıyor... Hem de kusturacak kadar..."
Devlet, halkın dini ihtiyaçlarını gözetir, ancak devletin dinlere ve mezheplere tarafsız bakması ve aralarında çatışma çıkmaması için tedbirler alması gerekir. Bu cümleden olarak devletin mezhepler üstü akılcı, geniş düşünen insanlar yetiştirmesi gerekir ki vaziyete hakim olup onlara bazı görüş ayrılıklarının normal olduğunu, ihtilafların derinleştirilerek çatışmaya götürülmesinin tarafların faydasına olmadığını anlatabilsinler. Devlet anlayışı bütün dini gruplar üstünde olmalıdır. Yoksa her grup devleti ele geçirmeye çalışır ki devlet birinden kurtulurken, diğerinin eline geçer.
Eğer bir kişi şu andaki sosyal ilişkilerinin çıkmaza girmesine, seçtiği hayat tarzının neden olduğunu ve bunun da değiştirilemez bir kanun olmadığını anlarsa, karşılaşacağı problemlere daha bir gayretle göğüs gerer ve onlara eskisi gibi teslim olmaz.
Yüce Allah, serveti insanlara toplamaları için vermedi; aksine işletmek için ve aralarında döndürüp solaştırmak için verdi. Parayı toplamak ve stok etmek Allah'ın kullarını mahrum bırakmakla aynıdır.
Alimler ve arifler, dünya hayatı içerisinde bulunduğu müddetçe insanoğlunun manevi lezzetleri olduğu gibi tadamadığına inanmaktadırlar. Başka bir ifadeyle, insanın kendi nefsine (vücuduna) olan düşkünlüğü kendisi için bir tehdit oluşturmaktadır.
İnsanın, gereği gibi manevi zevkleri idrak edebilmesi için, kendini "kendiyle uğraşma" bağından (kendinin sevdalısı olma esaretinden) kurtarması gerekir.
İnsan ancak öldükten sonra "ruhunun bedenine olan sevdalılığından" kendini kurtararak, kendine dönme imkanı bulacaktır. Dünyada manevi yönden değerli bir şeyler kazanmışsa, kendine döndükten (öldükten) sonra, (dünyada iken ) tatması mümkün olmayan lezzetleri tadacaktır.
Âlemin hayatını ve düzenini üstlenen bir güç vardır. Güneş yıldızlar, ay ve yer, her biri kendi görevini yapıyor. Onların tümü bir güç hükmüne tâbidirler. İşte Kur'an, o güç ve kudretin adını Melâike (melekler) koymuştur.
Allah'ın emri gereği ve ilahi irade doğrultusunda, bu alemin tedbiri (yönetimi) meleklere bırakılmıştır. Âlem ki bir tabiat âlemidir; kendi zatında hedefi idrak eden şuur, nizam ve bunun gibi şeylere sahiptir. Yüce Allah o güçlerden melek diye tabir ediyor.