Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Karakulak

Gizem Karakulak
@Gizemmkarakulak
Pdr
24 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
En güzel yalanların verdiği ferahlık bile, gerçeğin anlaşıldığı anın ağırlığı kadar kuvvetli değildi.
Sayfa 148
Reklam
Birinden size zarar gelmeyeceğini hemen anlarsınız. Neler gelebileceğini anlamanız ise vakit alır.
Sayfa 124
Tüm hayatımı gece yarısı telefonlardan korkarak geçirdim. Nedendir bilmem ama hep ebeveynimin, en azından ikisinden birinin acı haberini böyle zamansız bir komünikasyon faciasıyla alacağıma dair paranoyakça bir his besledim.
Sayfa 11

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aile, çoğu zaman aynı anda konuşarak laf kalabalığı yapmak olsa da yeri geldiğinde birlikte susabilmektir biraz da, biliyoruz.
Sayfa 14
“Bütün mutsuz aileler birbirine benzer. Her mutlu aileninse ortak bir sırrı vardır: Sık sık görüşmemek.”
Sayfa 49
Reklam
İnsan arzu ettiği şey için mücadeleye girer, ben arzu etmiyordum ki…
Sayfa 57
İnsan, gelecek günlerini kurtarmak dururken, geçenlerin beyhude olmadığını kendine ispata soyunuyor.
Sayfa 74
İnsan her şeye alışıyor ya, buna da alışmışız. Mutluluk heveslerimizi ileri bir tarihe ata ata yaşayıp yaşlanmışız.
Sayfa 75
Ölüme o kadar içerlemiyordum o yaşımdayken. Ölenlerin bir gün dönecekleri bir yere gittiklerini, ama geride bıraktıklarına kırgınlıkları geçmediği için bir türlü dönmeye yanaşmadıklarını sanırdım.
Kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir. Can çekişen birini izlerken insan yaşadığı korkunç üzüntüyü büyütür büyüttükçe, ölenin kendisi olmadığından duyduğu sevinç görünmesin diye.
Reklam
Onu sevmiştim, çok, bir insan bir başkasını bu dünyada böyle nadir severdi. Sana iyi gelmeyeni nasıl seversin? Sokakta mı buldun kendini? Bu, nasıl bir inattı böyle?
"Bana yalan söylemezsin değil mi?" "Bence söyleyebilirim. Ve bu ilk olmaz."
Bir sevgili giderken geride filizlenen bir şey bırakmamalıydı. Aksine bir aşk biterken her şeyi ayağından yakalayıp çekmeliydi boğulduğu karanlık sulara. Bütün köprüleri yakıp yıkmalıydı giden. Olasılıksız, umutsuz, yarınsız, ufuksuz bir yerde son bulmalıydı. Gidiyorum. Hoşça kal. Nokta. Böyle olmalıydı ayrılık. Bu neydi ki şimdi? Oyunbozanlıktan başka neydi?
Gülsüm beni doğurmayan annemdi. Bu dünyadan kaçıp saklandığım ağaç kavuğum. "Geliyorum," demeden çalacağım kapım. Yeşerdiğim toprak. Bahar bahçem. Arkam. Arkadaşım. Onu hak edecek ne yapmıştım?
Dünyada sevilmeyi ondan daha çok hak eden birini tanımıyordum. Yıllardır kimseye onu sevmesi için izin vermemiş olması ne büyük talihsizlikti.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.