"İttihatçıların halkı kışkırtmadaki hedefi, hükûmeti bu tür sokak hareketleriyle savaşa sokarak ortaya çıkacak felaket sonucu, hükûmetin iktidardan uzaklaşmasını sağlamak ve sonunda iktidara gelmekti.
Görüldüğü gibi kimilerinin 'vatansever' dediği İttihatçılar, devleti savaşa sokarak hükûmeti yıpratmak ve böylece de iktidara gelebilmek uğruna devleti savaş gibi büyük bir belanın içine sokmaktan geri durmayacak derecede vatana ihaneti gösterebiliyorlardı.
...
İttihatçılar halkı bu şekilde kışkırtmaya devam ederken öte yandan da hükûmete karşı, "Hazır olmayan orduyu ve devleti savaşa soktu" suçlamasından da geri durmuyorlardı. Devlet, nasıl bir belanın içine düşecekse düşsün, İttihatçıların umurunda değildi. Yeter ki devlet savaşa girsin, bu beladan devleti savaşa sokan hükûmet sorumlu tutularak düşsün ve böylece de asıl hedefleri olan, hükûmetin yerine hükûmet olmak amaçları gerçekleşsin.
Savaşın sonunda devlet toprak kaybedecekmiş, yüzbinlerce insan hayatını kaybedecekmiş, yine yüzbinlerce insan mülteci konumuna düşecekmiş, bu tür kaygılar İttihatçıların gündeminde bile değildi.