(Kemankeş Ahmet Reis) Kemankeş pehlivanlar arasında da pek namlıydı; kol, bazu, pençe kuvveti dillere destan olmuştu; bir gün kesilmiş bir koyunu bacağından kavramış, postu yüzülünceye kadar havada tutmuştu.
Gazi Osman Paşa'nın Plevne müdafaasında bulunmuş binlerce kahraman Mehmetçik'ten biridir. Türk askeri Plevne'de düşman toplarının müthiş ateşinin yanında soğuğa ve açlığa karşı da mücadele etmişti. Müdafaanın son haftalarında askere ancak 100 dirhem ekmekle bir mısır koçanı verilebiliyordu. Asker bu koçanları kaynatarak acayip bir kaçamak yapıyor ve yiyordu. Düşmanın muhasara hattı "Baş Tabya" ve "Kara Tabya" adındaki Türk siperlerine beş altı adım kadar yaklaşmıştı, öylesine ki her iki taraf ateşin hafiflediği sıralarda birbirlerine laf atarak yarenlik ediyordu. Fedakar bir köylü kadın bir bakraç yoğurt yapmış ve Osman Paşa'ya getirmişti.
Büyük kumandan da bu yoğurdu Baş Tabya'daki askere göndermişti. Bu bakraç, Mehmetçiklere sanki cennetten gelmiş gibi oldu, ateşin kesildiği bir sırada başına çökerek kaşıklarını daldıracakları sırada düşman siperinden bir Rumen askeri Türkçe, "Nasılsınız Türkoğlu?.. Ekmeğiniz, peksimetiniz var mı?.." diye seslendi.
Ah med Çavuş, "Var ya... Var ya..." diye cevap verdi.
Romanyalı, "İnanmam ... Bak ben sana kralımızın gönderdiği peksimetlerden atıyorum, sen de bize sizinkilerden at da inanayım..." diye bağırdı ve nar gibi bir peksimet fırlattı.
Ahmed Çavuş bakraçtan kaşıklarını çeken arkadaşlarının yüzündeki asil kararı anladı, bakracı alarak, "Hey Ulahoğlu..." diye bağırdı. "Bizde yalnız peksimet değil, taze yoğurt bile var..."
Ve bakracı düşman siperlerine fırlattı.
Ahmed Çavuş, Plevne şehitlerimizdendir.
15. ve 16. asırların namlı akıncılarındandır. Kanuni Sultan Süleyman'ın Macar Krallığı'nı ortadan kaldırdığı Mohaç Meydan Muharebesi'ne 80 yaşlarında olarak iştirak etmişti. Padişah Mohaç Sahrası'na hakim bir tepede, tecrübeli bir cenk eri olarak müşavere için Adil Toca'yı çağırtmış, ihtiyar kumandan padişah huzuruna at üstünde çıkmış, atından inmeden, "Öncümüz cenge başladı... Burada müşavere, düşmanla cenkleşmektir" demiş ve ters yüzüne at sürerek kendi askerinin başına dönmüş, Macar ordusunun üzerine atılmıştı.
Görenler anlatırmış, sakalı matruş, uzun bıyıkları miğferinden dışarıya birer mızrak gibi çıkmış, gömgök demire bürünmüş bir kırçıl koca gaziymiş.