Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Habibe Öztürk

116 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Üç Ölüm
Üç Ölüm… Lev Nikolayeviç Tolstoy Bir Kont ve bir prensessin çocuğu olarak dünyaya gelen Tolstoy varlıklı bir ailede büyümüştür. 82 yıl yaşamış olan yazar bu yılların uzun bir bölümü gerçekliğin peşinde koşmak olmuş. Mülkiyet konusundaki düşünceleri yüzünden bütün servetini köylülerle paylaşmış bu hareketi yüzünden ailesi tarafından eleştirilmiş,
Üç Ölüm
Üç ÖlümLev Tolstoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,4bin okunma
Reklam
622 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
119 günde okudu
Oblomov uzun zamandır tembellik olarak bildiğim, kitaba dönüşmüş bir karakterdi. Oku, tembellikte sınırlayamayacağın bir kavram dediler, okudum. Aslında hikaye, aileden gelen Oblomovluk kavramıyla başlar. Çocuk yaşta dadılarla büyüyen, kendi başına yapması gereken hiçbir şeyi yapmasına izin verilmeyen İlya İliç, biz onu tanıdığımızda çoraplarını dahi kendi giyemeyen bir insana dönüşmüştür. Kitabın ilk sayfalarında yataktan oturma eylemine geçmesi bile sayfalar alan Oblomov, bu durumdan bir arkadaşı tarafından çıkarılmaya çalışılsa da bir yere kadar başarılı olur. Arkadaşının tanıştırdığı Olga’ya aşık olan Oblomov, o anda bile kendinden bekleneni yapamayacağını bildiği için aşkından vazgeçer. Aldatmadan, kızmadan, kırmadan. Ya şimdi ya da hiçbir zaman unutma. Dese de arkadaşı hiçbir zaman olur seçimi İlya’nın. Oblomovluk bilinçli bir vazgeçiştir. Sıradanlığa, yalana, standartlara, zorlamalara karşı. Onca olanak, varlık içinde her şeyden vazgeçebilmek sağlam bir irade gerektirir. “Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım, ya da bu hayatın hiçbir değeri yok.” der. Oblomov güzel insan, o zeka, o dürüstlük, o nezaket, o asalet doğal olarak fazla bu dünyaya. Yalan değil, kitabın her bölümde şimdi çıkacak o kozadan diye çok bekledim. Çıkmadı. Ve sonu hiç beklediğim gibi olmadı doğal olarak. Olsaydı Oblomov olmazdı. Düşünüyorum öyleyse varım. Kafasındaki güzelliklerle varoldu sadece. İlya İliç Oblomov Okuyun efendim.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Vazgeçmek
Sırça Fanus Sylvia Palth’ın intihar etmeden bir ay önce yayınlattığı romanı. Nilgün Marmara’nın tezi “Sylvia Palth’ın Şairliğinin intihar bağlamında analizi” idi. İki yazarın da hayata bakışlarının benzerliği daha sonra Nilgün Marmara’nın da hayatına son vermesi beni her zaman çok etkilemiş ve bu kitabı okumayı hep erteletmişti şimdiye kadar. “ eğer birinden hiçbir şey beklemezsen hayal kırıklığına uğramazsın” Kitapta böyle yazıyor Sylvia, bu cümle bir çok şeyi anlatıyor aslında. Bekliyor insan, hayal kırıklığına uğrayacağını bilse de. Bazı ruhlar bu dünya da fazla kalamıyor. Kısacık hayatlarıyla bile benzer ruhların hayatlarına dokunup gidiyorlar. Sylvia Palth da o ruhlardan biri. Tabiki Nilgün Marmara da öyle. Yazar, hayata ayak uyduramayan, kendine benzer genç bir kızın hayatını anlatıyor bu kitapta. “Olmasını beklediğim hiçbir şey yoktu.” Bazen de beklemekten vazgeçersin…
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
… Dar Kapı - Andre Gide’nin okuduğum 3. harika kitabı. Kitapta, Jerome ve kuzeni Alissa’ nın aşklarını okuyoruz. Aşkı ve inançları arasında kalan Alissa, ne kadar sevsede, Jerome’yi kendinden uzak tutar. Anlatıcı Jerome olsa da mektuplaşmalarından Alissa’nın da duygularını, özellikle son bölümde Jerome için tuttuğu günlükte aşkının büyüklüğünü görüyoruz. Kitabın sonunda yine ağladığımı itiraf ediyorum. Aşk mı, erdem mi? Bu kitapta erdem kazandı. Doğru mu? Tartışılır. Okuyup kendiniz karar verin. *Bazen sevmekten, olabildiğince sevmekten, daima daha fazla sevmekten başka bir erdem olup olmadığından emin olamıyorum. *Tanrım, Seni sevmek için ona ihtiyacım olduğunu biliyorsun. *Artık ölmek istiyorum, bir an önce, yalnız olduğumu tekrar anlamadan.
Dar Kapı
Dar KapıAndré Gide · Can Yayınları · 20222,869 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Evlilik, sadakat, aile, Sosyal sınıf, din ve cinsel yönelimler hakkında muhteşem bir kitap. Kişilik olarak çok farklı iki karakterin evliliklerini, kadının, erkeğin ve kızlarının gözünden anlatan üç bölüm olarak yazılmış bir kitap. Birinci bölümde kadının günlüğünden, ikinci bölüm erkeğin günlüğe cevabı, üçüncü bölüm kızlarının gözünden. Gösterişsiz bir hayatı tercih eden Eveline, evlendiği erkeğin kendisine ve etrafına hükmeden gösterişi seven, yapmacık hareketleri sonunda birbirlerinden kopmaları, her ayrılmak istediğinde önüne çıkan bahaneler sonunda ölümüne kadar bu hapishaneden kurtulamayışını anlatıyor. Erkek karakter olan Robertin ağzından kadınların görevleri hakkında söyledikleri, günümüzde bir çok erkeğin hala öyle düşünüyor olmaları üzücü. Kızları Genevieve, annesini çok seven, benzer yönleri olsa da daha cesur bir kız. “Anne, babama neden bu kadar sadıksın?” diyecek kadar. Kitap sonunda şaşırttı beni. Okuyun efendim. -Genevieve’ciğim, güzel kararlarına karşın, bir gün sen de kaptıracaksın gönlünü, herkes gibi; daha da kötüsü, gönlünü çelende olağanüstü bir akıl, yalnız senin imgeleminde bulunan, yığın yığın erdemler gördüğünü sanacaksın.
Kadınlar Okulu
Kadınlar OkuluAndré Gide · Can Yayınları · 20221,116 okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Pastoral Senfoni- Andre Gide Nobel ödüllü Gide’nin okuduğum ilk kitabı. Söyledikleri kadar güzel bir kitaptı. Şimdi ikinci kitabı elimde :) Kitaba dönersek, Ailesindeki son kişinin de ölmesi ile dünyada tek kalan ve o zamana kadar sadece ölmemesi için gerekli şartlar altında yaşayan görme engelli Gertrude’un, evlerine gelen rahip tarafından bakımının üstlenmesi, rahibin ona konuşmayı, iletişimi, dünyayı, renkleri usul usul öğretirken ailesiyle kopmasını ve bu süre içerisinde Gertrude’a karşı duyduğu sevgi ve aşkın karşısında, merhamet, ahlak, vicdan, günah gibi duyguları arasında gel-gitler yaşayan Rahibin hikayesi. Okumanız gereken kitaplar listenize alın derim. - ruhu karartan, neşenin karşısında durandır günah. - gönül rızasıyla boyun eğmek seven insan için bile hoştur ve hiçbir şey mutluluğa sevgisiz itaatten daha uzak olamaz.
Pastoral Senfoni
Pastoral SenfoniAndré Gide · Sel Yayıncılık · 20224,562 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Çocuklukları birlikte geçen Heathcliff ve Catherine’nin birbirlerine olan aşklarını, Catherine’nin ihanet yüzünden canavara dönen Heathcliff’in, öcünü, ikinci nesilde nasıl aldığını ibretle okuyacaksınız. İhanet eden Catherine’nin, Heathcliff için “-onu ne kadar sevdiğimi hiç bilmeyecek. Ruhlarımız neden yapılmış bilmiyorum ama onunkiyle benimki aynı.” sözleri…
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · İthaki Yayınları · 201642,2bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
79 günde okudu
Canım Selim
… Tutunamayanlar, Oğuz Atay’ın hayatım roman dediği kitabın ismi , mi sadece? Bu kitap “mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır” diyor Tutunamayanlar için yazar. Yaklaşık iki ayda okuduğum roman da bazen kahkahalarla güldüm, bazen hıçkırıklarla ağladığım anlar oldu ve bittiğinde gerçekten üzüldüm. Bitmesin istedim. Bu kitap, tutunamayan Selim’in, Turgut’un hikayesi değil sadece, bu kitap Tutunamayanlar’ın hikayesidir. Selim’i yaşadıklarını okurken ağlıyorsan senin hikayedir. Bir kitap düşünün; ödül almış, yarım bırakılan kitaplar listesinde ikinci sırada en sevilen kitaplar listesinde sıralamada en tartışılan kitaplar listesinde en fazla alıntı yapılan kitaplar listesinde en en en olmasının bir nedeni olmalı ve doğal olarak da var çünkü gerçekten muazzam bir kitap. Kitabın iiyi olmasının nedenlerinden biri de yazım tekniği olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Bir sayfa okuyorsun tam yoğunlaşıyorsun ikinci sayfaya geçtiğinde bambaşka bir hikaye okurken buluyorsun kendini öyle bir geçiş ki hiç fark etmiyorsun bunu. Ya da, kitabın 73 sayfadan oluşan bir bölüm var ki, bu bölümde bir noktalama işareti yok ve sen bu 73 sayfayı okurken hiç bunun eksikliğini hissetmiyorsun, muazzam bir şey. “ kan ter içinde uğraşarak tutunmaya çalıştığımız bu dünyanın pisliği içinde, gerçek bir mücadelenin küfür ve leş kokan hikayesini bulacaksın bu kitapta” “Aklımı kullanmaktan ve anlaşılmaya çalışmaktan bıktım” “Ya beni anlarlarsa sonunda. Daha kötü, daha kötü.” Canım Selim… “ Ne olurdu sen insan olsaydın Olric. Ya da Selim ölmeseydi.” Şiddetle tavsiye edilir.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
86 günde okudu
Kadınların Sevgi Arayışı
Duygu Yoldaşlığı, feminist yazar Bell Hooks’un kitabı Feminizm, cinsiyet ayrımcılığına karşı tavır alan, kamu ve özelde kadın-erkek eşitliğine, toplumlarda ataerkil yapılardan dolayı kadınların haklarını savunan bir akımdır. “Yaşamım boyunca ataerkil otoriteye uymak benim için sorun olmuştur.” Kitaptaki bu cümle benim devamlı yaşadığın bir duygu. Yazar bu kitapta sevginin ne erkekler ne de kadınlar tarafından bilinmediğini, birbirimize bu duyguyu göstermeye korktuğumuzu söylüyor. Temelde kadınların sevgiyi erkeklerden daha iyi bildiği, gösterdiği, çünkü bu onların içten gelen doğalarında var olduğu kabul edilir. Anne olmak en büyük örnek olarak gösterilir. Ancak yazar buna kesinlikle karşı çıkıyor. Bu duygular (çocuk bakma, anaç tavırlar vs) kadınlara ataerkil toplum tarafından öğretirmiş bir duygudur, diyor. Ve örneklerle açıklıyor. Burada dediği sevgiyi en az erkekler kadar bilmediğimiz. “Sabah saat ikide dünyadaki tüm erkekler hislerinden bahsedecek ve dünyadaki tüm kadınlar pişman olacak.” Yazarın bu sözleri günümüzde neredeyse gerçekleşiyor. Her gün. Son günlerde yoğunlaşan RedPill, Alfa erkek gibi, akım bile denmeyecek -kadın düşmanı ve yeni kadın düşmanları yaratan bir oluşum var. ve bu oluşumda yazan, yorum yapan erkeklerin yazdıkları yalan, iğrenç, korkak, güvensiz, gülünç yorumlara göre hayatlarına şekil veren erkekler. Modern görünümlü ataerkil kafa yapısı. Anlayacağınız yazarımız haklı sevgi arayışımız daha uzun yıllar sürecek gibi…
Duygu Yoldaşlığı
Duygu YoldaşlığıBell Hooks · BGST Yayınları · 202086 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Aşkın iklimleri
İklimler, Andre Maurois ‘in Bir erkeğin, hayatındaki kadınlar değişince aşka bakışını nasıl değiştiğini anlatan bir kitap. Kitap 2 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde anlatıcı Philippe’in, delice aşık olduğu karısı Odile’e olan aşkını anlatıyor. Odile çok rahat bir karakter iken kocasının kıskançlıkları ilişkinin sonunu getiriyor. İkinci bölümde ise anlatıcı Philippe’in ikinci eşi, kocasına aşık, sadık bir eş olan Isabella’dır. Philippe’in Odile’de isteyip de bulamadığı sadakat ve ilgiyi Isabella’da bulunca, bundan sıkılıp Odile rolüne bürünenin kendisi olacağını bilmiyordu sanırım. Buradaki değişken karakter bir erkek ancak hayatta doğal olarak bu sadece erkeklere özgü bir durum değil. Ve bunun gibi değişken karakterlerin haklı-haksız ayrımına girmemek en güzeli. Yazar aşkı İklimlere benzeterek bu adı vermiş. Bir aşk hikayesini edebi bir dille okumak isteyenlere tavsiyemdir. -Başkalarında “sen” olan azıcık şeyi sevmek. -Ne yaptığımı bilmeden eğildi, benim dudaklarımdan Solange’ı öptü. Ah!
İklimler
İklimlerAndre Maurois · Helikopter Yayınları · 20082,753 okunma
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in Portresi Oscar Wilde’ın tek romanı. Yazıldığı dönemde çok tartışılan ve sansüre uğramış bir kitap. Kitap Dorian ana karakterinin yanında mütevazı bir ressam olan Basil Hallward ve gerçek hayatta olsaydı tanımayı çok isteyeceğim kötüye yakın, egoist, şahsına münhasır Lord Harry’i anlatıyor. Lord Harry’in kitapta öyle tanımlamaları
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373bin okunma
687 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza Dostoyevski’nin dünya üzerinde en çok okunan kitabı. Ülkemizde ise yarim bırakılan kitaplar listesinde 2. Sırada. :( Albert Camus, Suç ve Ceza’yı okuduktan sonra “ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum, ciddi olarak, bu işten vazgeçme ihtimalini ölçüp tarttım” der. Bir rivayete göre, kitap, 1866 yılında yayınlandığında, bir savcı tarafından Dostoyevski hakkında suç duyurusunda bulunur, “bir suçlunun psikolojisini ancak bu suçu işleyen bu derece iyi anlatabilir” tezi ile. Kitabın kahramanı, Raskolnikov! kendince geliştirdiği bir teoriye göre; -topluma faydası olmayan bir insanı öldürerek, oradan gelecek fayda ile topluma yararlı olabilecek insanlara yardım edilebilir, bu uğurda işlenen cinayet dolayısıyla suç teşkil etmez. Bu görüşten yola çıkarak Napolyon örneğini kullanıyor. Ben suçluysam Napolyon ve diğerleri de suçludur.- diyor. Dostoyevski Raskolnikov’un yaşadığı kişilik bölünmesini; öldürme, hırsızlık sorgulama, direnme, haklı çıkma çabası acı çekme ve itiraf duyguları ile hayata, insana, devlete, düzene, inançlara, suça, toplumsal ahlaka vs bakış açısını o kadar net anlıyor ve olabilir gözüyle bakıyorsun ki kışkırtıcı. Kitabın sonu da beni şaşırttı. Sonunda aşk kazandı. :) Kazanacak. Okuyun efendim, yarim bırakmayın.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,6bin okunma
628 syf.
1/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Bosna
Kitabı kesinlikle beğenmedim. Çok kötüydü. Bosna’da yaşanmış, korkunç olaylar, soykırım, tecavüzler, işkenceler, bu kadar ruhsuz anlatılabilirdi. 621 sayfasının yarısı; sevdikleri karşısında tecavüze uğramış, işkence görmüş, aşağılanmış kadınların “allahım bu niye bizim başımıza geldi? Bizim suçumuz neydi” diye sormasıyla geçiştirilmiş. Erkeklerin beceriksizce ölmeyi bekleyerek, aşağılanarak, sızlanarak “ allahım bu niye bizim başımıza geldi? Bizim suçumuz neydi” yine aynı sorularla anlatılmış. Ha bir de “ Sırp ve Hırvat komşularımıza neden güvendik” gibi basit soruları defalarca yazarak sayfaları doldurmuştur. Yane yaşanan bu kadar olay bu kadar basite indirgenebilirdi. Hakikaten Boşnak asıllı bir ailenin ferdi olarak, bu kitabı tavsiye etmiyorum.
Meyra
MeyraSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20195,6bin okunma