Dünya hakkında bir şey daha öğrenmişti. Su canlı değildi. Ama hareket ediyordu. Ayrıca toprak gibi katı görünüyordu ama hiç de katı değildi. Nesnelerin her zaman göründüğü gibi olmadığı sonucunu çıkardı bundan. Yavrunun bilinmeyenden korkusu, kalıtımla miras aldığı bir güvensizlikti ve yaşadığı bu deneyimle güçlenmişti. Doğal olarak bundan
Böyle her şeyin dış görünüşüne karşı sonsuz
Bir güvensizlik içinde olacaktı. Bir şeye inanması İçin önce onun iç yüzünü, gerçeğini öğrenmesi gerekecekti.
Evine dönen tutuklu İçin, yaşanan onca şeyden çıkartılan onurlu deneyim, çekilen onca acıdan sonra tanrı’dan başka hiç bir şeyden korkması gerekmediği yolundaki harika duygu.
Eğer yaşamda gerçekten bir anlam varsa, acıda da bir anlam olmalıdır. Acı da yaşamın kader ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır. Acı ve ölüm olmaksızın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz.