Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Harputlu

Çocuklarımızı, gelecek nesillerimizi ya bugün müfsit ve insaniyetini kaybetmiş modernitenin ellerine terk edeceğiz, belden aşağı sefilliklerde yok olmalarına râzı olacağız, ya da hem kendimizi hem insanlık neslini yeniden bir fizik, meta-fizik dengeli alternatifle tekrar huzur ve saadet üretecek bir dünyaya çağıracağız. Görmüyor musunuz; çevre felâketleri, hidro-karbon zehirlenmesiyle atmosferin zehirlenmesi, hibrit tohum teknolojisi üzerinden beslenme konusunu silaha çevirmek, GDO'lu gıdalarla obez bir insanlık yaratmak, başkalarının acısını duymayan bencil Batılı tipini küreselleştirmek, nükleer silahlanmalar vs. vs. Nesillerimizi bu geliyorum diye bağıran kıyamet karşısında çâresiz mi bırakalım? | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 271.
Sayfa 271 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Reklam
Türk İnanma ve Anlama Modeli dediğimiz vakit; dünya için ahret, ahret için dünyadan vazgeçmeyen; toplum için kişiliğinden, kişiliğinde merkezîleşen bir bencillikle de toplumundan uzaklaşmayan; itaat ile anlama arasındaki hassas dengeyi kaybetmeyen, dîni hâricî bir gösteri malzemesine dönüştürmeyen, Hakk'ı kişiliğindeki ahlâkta arayan; insanlığın huzur, refah ve saadetini isteyen; ne köleliğe râzı, ne sorumsuz bir refahçılık peşinde olmayan; hakikati adâlet penceresinden gören... bir kültür felsefesinden söz ediyoruz. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 269.
Sayfa 269 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Türk İnanma ve Anlama Modeli dediğimiz vakit; dünya için ahret, ahret için dünyadan vazgeçmeyen; toplum için kişiliğinden, kişiliğinde merkezîleşen bir bencillikle de toplumundan uzaklaşmayan; itaat ile anlama arasındaki hassas dengeyi kaybetmeyen, dîni hâricî bir gösteri malzemesine dönüştürmeyen, Hakk'ı kişiliğindeki ahlâkta arayan; insanlığın huzur, refah ve saadetini isteyen; ne köleliğe râzı, ne sorumsuz bir refahçılık peşinde olmayan; hakikati adâlet penceresinden gören... bir kültür felsefesinden söz ediyoruz. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 269.
Sayfa 269 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yahya Kemal'in veciz bir cümlesi var. "Din milletin mektebidir" diyor. İnanç sisteminiz ve değerleriniz, anlam dünyanızın ürediği bir ocak görevi yapıyor. Müslümanlığı Türklerden öğrenenlerin, biz herhangi bir telkinde bulunmasak bile Türklüğün diğer değerlerine sempatisi otomatikman yükseliyor. Emperyalist Haçlı dünya, sömürdüğü
Sayfa 267 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Rahmetli Mehmet Niyazi Özdemir ağabeyin "Yazılmamış Destanlar'da anlattığı bir Zenci Musa örneği var. Merhum istihbaratçımız Eşref Kuşçubaşı'nın koruması. İşgal altındaki İstanbul'da, Karaköy iskelesinde hamallık yapıyor. İngiliz işgal komutanı bir teftiş esnasında görüp onu tanımış. Çağırıp bin bir türlü câzip vaatlerde bulunmuş. Devlet çökmüş, Kuşçubaşı esir, İstanbul işgal edilmiş ve Zenci Musa imâmesini kaybetmiş bir tesbih tânesi gibi karnını hamallıkla doyuracak bir çaresizlik içinde. Buna rağmen İngiliz komutanın bütün maddî tekliflerini reddediyor. Biliyorsunuz genellikle yetersiz beslenme yüzünden ilerleyen veremden ölmüş. O adamdaki ahlâkî metânetin binde biri şimdiki birçok siyasî liderde yok. Biz ne yaptığımıza kendi kökümüzü nasıl kurutma politikaları izlediğimize biraz daha dikkatli bakmazsak, Allah korusun gerisini söylemeye dilim varmıyor. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 254-255.
Sayfa 255 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Reklam
"Pembe İncili Kaftan" hikâyesini biliriz. Kezâ Yahya Kemal'in devrin moda dinsizliğini öne sürerek kendisini küçümseyen ve: "Nasıl inanıyorsunuz üstad?" diyenlere verdiği çok ilginç bir cevap var biliyorsunuz: "Benim milletim hatâ yapmaz. Onun için inanıyorum" der. Yahya Kemale bunu söyleten şey, tarihimizi ve
Sayfa 254 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
… bilgi anlaşıldığında kişiliğinize mâl olur. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 254.
Sayfa 254 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Kendini bilme durağını atlamadıkça, kendini bilmeyenin başka bir şey bilmesi mümkün değildir. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 253.
Sayfa 253 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
"insana hâriçten bir şey öğretilmez" demiştik ya, öğrenmeyi öğrenci kendi dünyasının nesnel, duygusal ve tecrübî elemanlarıyla tahakkuk ettirebileceğini keşfetmedikçe, birilerinin gönlüne göre zaman tüketmiş oluyor. İnsan hayatı açısından saâdet ve başarının sırrı, gönül ilişkisinin mutlaka kurulmasıdır. Gönül kavramını, Kut ve Töre kitabımızda müstakil bir bölüm olarak ele almıştık. İnsan esas itibariyle gönülden ibârettir. Aslî öznemizdir gönül. Gönül deyince, akla muhalif bir şey söylediğimiz zannedilmesin. Aslî öznemizdir, akleden öznemizdir. Türkçe, gönül kelimesini ateş (kö) kökünden türetmiştir. "İnsandaki Tanrı ocağı" mânâsı verildiği açıktır. Kendini bilme durağını atlamadıkça, kendini bilmeyenin başka bir şey bilmesi mümkün değildir. Kutadgu Bilig'de "çiğ gönül, pişmiş gönül" ayırımı bu noktada hayâtî önem taşır. Gönül uyanacak. Yani yanacak, pişecek. Gönlündeki yanma, insanın uyanma sebebidir. Yanmayı tetikleyecek şey ise, varlıktaki cüz-küll diyalektiğini bittecrübe anlamaya bağlıdır. Biz kendi dünya görüşümüzden o kadar uzağız ki, cüz-küll diyalektiğinin işlendiği dünya görüşümüzü eğitim-öğretim ve neşir hayatımıza men etmiş durumdayız. Bu büyük hatâdan derhal dönülmesi şarttır. Günlük siyasetin iktidar mücadelesiyle, o irfânı sadece eğitim hayatımızdan değil, dinî dünyamızdan da uzak tutuyoruz. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 253.
Sayfa 253 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Ben, bizim eğitim düzenimizin daha hayata girmeden önce insanımızı tükettiğine inanıyorum. Her insan özeldir, farklıdır; nitelikleri, yetenekleri bambaşkadır. Hani Kur'ân-ı Kerim “alâk” kavramıyla insanı ilişip yapışma cevherine göre açıklar ya! İlişme yapışma imkânlarımız o nitelik ve yeteneklerdir. Anlamaya da oradan girilir. Anlamasını uyandırmak istediğiniz, yâni yetkinleştirmek istediğiniz insanı, ilgileri üzerinden uyandırabilirsiniz. Bizim sistemimiz, ne derece eseflensek azdır, öğrenci ilgisine karşı ilgisizdir. Bir cinâyet suçlusuna verilen cezâlardan daha uzun sürelerde dört duvar arasında tuttuğumuz çocuklarımızı yetkinleştirmeyi bir yana bırakın, kompleks yükleyerek, korkularla donatarak, güvensiz elemanlar olarak sokağa salıyoruz. Müfredat içindeki diğer birçok hayâtî yanlışımıza girmiyorum bile. Okuyucuyu ferahlatacak teklif, kendisi uyanmış hocalar ve o hocalarla zihin ve gönül temâsı kurmuş öğrencileri buluşturmaktır. Gerçek bir ilgi gören, kendi yeteneklerini ilerleterek ufka bakabileceğini keşfeden öğrenci, hayata dizleri titreyerek girmez. Ecdâdın "kut kazandırma” dediği olay, anlaması tetiklenmiş, gönlü uyandırılmış, sorumluluk ahlâkını o uyanışın içinde kendi bulmuş olmaklıktır. | Sait Başer, Töre’nin Türk’ü Türk’ün Müslümanlığı, Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020, s. 251-253.
Sayfa 251 - Kırmızılar Yayıncılık, Baskı Tarihi: Mart 2020Kitabı okudu
Reklam
İslâmiyet, «ırk vakıasını» inkâr etmez. Ancak, bu gerçeğin istismarına da şiddetle karşıdır. «Üstün ırk», «aşağı ırk» gibi iddia ve ithamlarla insanları, kategorilere ayırmak isteyen bütün fikir ve görüşleri, «cahiliye devri alışkanlıkları» olarak reddeder. İslâm'da, ilim ve siyaset adamları, bu gerçeği bilerek hareket etmek zorundadırlar. Yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: «O gökleri yaratması, o yerleri yaratması, dillerinizin ve renk-lerinizin birbirine uymaması da O'nun âyetlerindendir. Gerçekten, bunlarda, bilenler için, elbette ibretler vardır». (Bkz. er-Rûm Sûresi, âyet. 22) İslâmiyet, «biyolojik irk» mefhumunu, bir vakıa olarak kabul etmekle birlikte, «biyolojik ırkçılığı», «rk üstünlüğü iddialarını» kesin olarak reddeder. Yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de belirtildiğine göre, «Allah yanında en şerefli olan insanlar, kavimler ve ırklar, «takvada», yani en samimi mânâda Allah ve Resulüne hizmet etmede ileri olanlardır. Bu konuda şöyle buyurulur: «Ey insanlar, biz, sizleri, bir erkek ile bir kadından yarattık ve sonra birbirinizle tanışasınız diye, sizi şubelere (ırklara, kavimlere) ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, Allah yanında en şerefliniz takvada en ileri olanınızdır». (Bkz. Hucurat Sûresi, âyet 13) | Seyyid Ahmet Arvâsî, İlm-i Hâl, Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016, s. 56.
Sayfa 56 - Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016Kitabı okudu
İnsanda, hayrete şayan bir «umumî kabiliyet», üstün bir zekâ ve idrak ile hiç de küçümsenmeyecek bir «irade» ve «tercih gücü» vardır. İnsan, bunlarla hem « hayra», hem «şerre» yönelebilmekte... Böylece «çatallı bir yol ağzında bırakılmış» olan insanoğlu, elbette tercihlerinden sorumlu olacaktır ve günü gelince hesap verecektir. Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'den öğrendiğimize göre: «(Allah) ona (insana), hem kötülüğü, hem (de ondan) sakınmayı ilham (eder)». (Bkz. Eş-Şems Sûresi, âyet 8) Elbette, Allah, insandan iyi ve doğru yolu tercih etmesini ister. Nitekim şöyle buyrulur: «Emrolunduğun gibi dosdoğru yürü». (Bkz. Hûd Sûresi, âyet 112) Çünkü: «İyilik de, kötülük de bir olmaz». (Bkz. el-Fûssilet Sûresi, âyet 34) | Seyyid Ahmet Arvâsî, İlm-i Hâl, Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016, s. 54.
Sayfa 54 - Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016Kitabı okudu
Allah, insanı, üstün kabiliyetlerile donatmış, Arz'ı ve kâinatı insanın hizmetine vermiş ve insandan sadece Allah'a ibadet etmesini istemiştir. İnsan, bütün yaratılmışların en şereflisidir; o, Allah'tan başkasını «ilâh» edinirse, kendi şerefini alçaltır. Bu sebepten yüce ve mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: «Gökleri ve yeri, yok iken var eden O'dur» ve «İşte Rabbiniz olan Allah! O'ndan başka bir ilâh yoktur. Artık (yalnız) O'na ibadet edin». (Bkz. el-En'am Sûresi, âyet 101-102) | Seyyid Ahmet Arvâsî, İlm-i Hâl, Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016, s. 46-47.
Sayfa 46 - Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016Kitabı okudu
“İlim, Allah'ı inkâra değil, tanımaya vesile olmalıdır. Allah'a ulaşmayan bir ilim, neye ulaşabilir ki...?” | Seyyid Ahmet Arvâsî, İlm-i Hâl, Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016, s. 49.
Sayfa 49 - Bilgeoğuz Yayınları, Haziran 2016Kitabı okudu
2.585 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.