"Asla küçük görüp geçme, bazen bir Kum tanesi, bazen bir yağmur damlası, kim bilir belki bazen de bir karınca vasıtasıyla iletişim kurar Yaradan. Yeterki sen her an bekleyişte , her an arayışta ol."
Sevmek sen işidir dost, o işi değildir.
Iyiyi, güzeli, kusursuzu sevmek değil, onu sevmektir sevda.
Seven sen isen; sevda sen olduğun için var, o olduğu için değil.
Sevdana neden bulmaya çalışma boşuna, bize sevdalar rabbden emanet. Vesselâm
An gelir insan çalışamayacak durumda olur, fakat işte o an, o insanın geçmişteki başarılarını hatırlamak ve ileride engeller ortadan kalktığında daha bir gayretle, daha çok çalışacağını düşünmek için en uygun andır.
Ama insan yüreğindeki tanrısallık isteğini hiçbir şey yıldıramıyor. İnsanın tanrısallığı hep yol alıp durmakta, ancak çağların sonunda tapılası olacak.
İnsan ve tarih ancak özveriyle, öldürmeyle yaratılabileceğine göre, var olmak için ölmek ya da öldürmek gerektiğine karar veren yoksayıcılar burada doğar.
İnsanın değişmez bir yaradılışı bulunmadığı, tamamlanmış bir yaratık değil, birazda kendisinin yaratacağı bir serüven olduğu düşüncesi bu andan sonra başlar.
Devrimcilik insanın şu eğilmek istemeyen yanının savunmasını üstlenir. Bunun için başkaldırı insanları öldürür, devrimse hem insanları, hem ilkeleri yok eder.