Acı Winsto'nun bedeninin içinden akıp geçti...
Bu kez gözlerini kapatmıştı. Biliyordu, parmaklar hâlâ oradaydı ve hâlâ dört taneydi. Önemli olan tek bir şey vardı, o da bedeninin kasılması geçene kadar hayatta kalabilmekti. Artık ağlayıp ağlamadığının ayırdında değildi. Acı yeniden hafifledi. Gözlerini açtı. O'Brien kolu geriye çekmişti.
"Kaç parmak var Winston?"
"Dört. Sanırım dört. Elimde olsa beş görürdüm. Beş görmeye çalışıyorum."
"Hangisini istiyorsun:Beni beş parmak gördüğüne inandırmayı mı, yoksa gerçekten beş görmeyi mi?"
"Gerçekten beş görmek istiyorum."
"Bir daha ver." dedi O'Brien.