Bir gün kral halkına hizmet etmek için çok büyük geniş bir yok yaptırmaya karar verir ve yaptırır. İstediği gibi de olur. Bunu açılış ile taçlandırmak ister ve bir yarışma düzenler. Yoldan güzelce geçen kişiye bir kese altın ödülü koyar. Kimi en güzel ayakkabısı, kimi en iyi kıyafeti kimi erzağı ile yola koyulur. Fakat sonunda hepsi yolu tamamladığında bitmiş bir halde gelirler. Yolun çok toz, pis, moloz yığını içinde olduğundan şikayet ederler. Kral herkesi dinler ve düzeltmeleri yapacağını ama kimsenin ödülü hak etmediğini söyler. Arkadan bir kişi gelir. Geç kaldım, yok toz toprak içindeydi, parçalanmış tuğlalar ve moloz yığınları vardı. Gelip geçenler zorlanıyorlardı bende rahat yürüyebilsinler diye yolu temizlemeye başladım. Ve bir taşın altından bir kese altın çıktı. Olsa olsa kralındır dedim ve getirdim der. Kral, o kese senindir çünkü yoldan güzelce geçen kişi, arkasından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir..
İnsanlar şehir gibiydi bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi...
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla, diyor MEVLANA..