“Kökeni eskilere uzanan, yanlış bir şey düşünmeme alışkanlığı ona yüzeysel bir doğruluk görünümü verir ve başta, geleneği savunan muazzam bir protestoya neden olur.”
“Yatmak üzere yukarı çıkarken, tek tesellim, ben yatağa girdiğimde, annemin beni öpmeye geleceğini bilmekti. Ama bu iyi geceler öpücüğü o kadar kısa sürer, annem o kadar çabuk aşağı inerdi ki, onun yukarı çıkışını, sonra da minik hasır örgü kordonlu, mavi muslinden bahçe elbisesinin çift kapılı koridordaki hışıltısını işittiğim an, benim için ıstırap dolu bir andı. Kendinden sonra gelecek olan ânı, annemin yanımdan ayrılıp tekrar aşağıya ineceği ânı haber verirdi bana. Bu yüzden de, o kadar sevdiğim bu iyi geceler öpücüğünün mümkün olduğunca geç gerçekleşmesini, annemin henüz gelmemiş olduğu rahat sürenin uzamasını ister hale gelirdim.”
“Çok mu erken? Öyle bir şey yok,” dedi Ysabeau. “Hepimiz çok hızlı büyümek zorunda kaldık. Bu tanrıların ne kadar uzun olursa olsun aslında yaşamın tek bir nefesten ibaret olduğunu bize anımsatma şekli.
“Emek ne kadar az gelişmişse ürünlerin miktarı da, dolayısıyla toplumun zenginliği de o kadar az olmuştur; toplum düzeni de bir o kadar akraba gruplarının egemenliği altında görünmüştür. Bu arada toplumun bu akraba grupları temelindeki yapılanması içindeki emeğin üretkenliği gitgide gelişir; onunla birlikte özel mülkiyet, ve mübadele, zenginlik farkları, başkalarının emek gücünün değerlendirilebilirliği, ve böylelikle sınıfsal çelişkilerin temeli de ortaya çıkar.”