Hak bir gönül verdi banâ hâ
demeden hayrân olur
Bir dem gelir şadî olur bir dem gelir giryân olur
Bir dem sansın kış gibi şol zemherî olmuş gibi
Bir dem beşâretten doğar
hoş bağ ile bustân olur
Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlilere derman olur
Ben rüzgar değilim, dokunmam çiçeklere
Ben kara parmaklı insan değilim
Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
Bilemezsin, hayal akşamlarında renklerini kuşatan
Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün
Ben boşluğa üfleyen cellat değilim
Kara yele verdim ayaklarımı
Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
Hangi ölü bilmez nereye gittiğini
Sen miydin o mahpare, o
Her dertlinin âhını, her muhtacın duasını işiten ve dinleyen bir Semi-i Mucib perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir ahını işitir, şefkat eder, fiilen cevap verir, memnun eder.