Gülnihal

Gülnihal
@Ilavinia
Türk Edebiyatı Genç Sanat Dergisi 22. sayı ilk öykü “Lamia’nın Çekmecesi” İnstagram; lavinia.xxvi En büyük cezası kafasının içi olan biri.
Türk Dili ve edebiyatı öğretmeni
KTU-TRU/GRÜ-YL
252 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Hayır unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış..."
Sayfa 166 - YKY yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Üzülme” dedi Sevgi. Bazı güzellikler herkesle paylaşılmazdı. “Kimse senin gibi hissedemez” dedi Sevgi.
Sayfa 243 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Hikmet, salondaki tek koltuğa oturarak onlara kendi dünyasından hikayeler anlatıyordu. Aslında karanlık bir dünyaydı bu. Hikmet, bu dünyayı zengin dostları için aydınlatmayı biliyordu; yoksa bu karanlık çekilmezdi.
Sayfa 241 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geçen günler üzerine
Herkes şaşırıyor. Ben iç dengemi kaybetmedim. Demek bütün bu üzüntüleri yaşamaya ihtiyacım varmış.
Sayfa 240 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Kitap da mı çeviriyordu? Evet, bu dünyanın güçlüklerine göğüs gerebilmeleri için insanlara destek olan küçük kitaplar.
Sayfa 221 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sen her zaman kuyruğun arkasında kalıyorsun: bir sinemaya gidemiyorsun, bir fincan kahve içemiyorsun, doğru dürüst ölemiyorsun. Hep tetikte olacaksın, hep ilerisini düşüneceksin: sabah olmadan öleceksin ki cenazen öğle namazına yetişsin.
Sayfa 218 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Kendin için bir şey dile “dedi, esrarlı bir sesle.“ Senin de bu aydınlık içinde küçük bir ışığın olsun.
Sayfa 215 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Çok istiyorsan gerçekleşiyor. Yalnız ve yalnız bunu istersen, bütün aklınla ve duygularınla tek bir dile yönelirsen oluyor ancak. Neden istediğini düşünmezsen, dileğinin yaratacağı sarsıntıya dayanabileceksen isteğine kavuşuyorsun.”
Sayfa 215 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
mum ışığı
“Ne var ki, dünyada ‘sizi anlıyorum’ gözlerinin sahteleri türemişti; gerçeği sahteden ayırmak çok zordu. ‘Sizi anlıyorum konuşmanızı ihtiyaç yok’ ya da ‘siz onlara bakmayın yalnız gözlerime inanın’ bakışlarının çoğu aslında ‘bugünü geçirmek için birine ihtiyacım var’ kalıbından ibaretti. İnsanın, böyle sahtekarları görünce, başı ağrıyordu.”
Sayfa 214 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Özet
“ burada doğdum. Çok büyümedim. Bir ay önce annem öldü. Onu severdim. Bana benzerdi. Bazı haksızlıklar oldu. 18 yaşındayım. Daha liseyi bitirmedim. İyi bir öğrenci değilim. Annemi burada bırakıyoruz. Yalnız kaldım. Uzun yazmayı sevmiyorum. Kadınca bazı dertlerim var. Utanıyorum. annem gibi ölmüş olmayı isterdim. Fakat, annem gibi genç yaşta ölmekten de korkuyorum. Beni anlayacak biri çıkar mı acaba? Bugün Salı.”
Sayfa 211 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“İnsan belki de hiç istemediği sözleri duyacaktı. Olsun; hiç bilmemekten, bir insan hayatının o kadar yılını hiçe saymaktan daha iyidir herhalde.”
Sayfa 208 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Ben insanın karşısında oturmasını bilirim; Bazen anlayışlı bir görünüşte susmasını bilirim; bir şeyler yapmak gerektiğini hissettiğim zamanlarda bir şeyler yapıyormuş gibi yapmasını bilirim; mevzu ne olursa olsun sonunda kendimden bahsetmeden kendimi methetmesini bilirim; iyi ve güzel insanlar, kendilerini ve başkaları için hayatlarının bir manası olan insanlar ölürken, sağ kalmasını bilirim ve bütün bunları başkalarından biraz daha iyi ifade etmesini bilirim, şimdi yaptığım gibi.”
Sayfa 204 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Hayır, önce acıyacaklardı ve bu acımaları yüzünden onun daha küçülmesini, daha zavallılaşmasını bekleyeceklerdi. Çünkü, şiddeti artmayan bir Zavallılıktan çabuk usanılırdı; böyle bir insanın sağladığı heyecan, kısa bir süre sonra sönerdi. İnsan, kendisine acındıkça alçalmalıydı. Üstelik Sevginin, bir de basini dik tutmaya çalıştığını, küçük boyuna bakmadan, uzun boylu normal bir insan gibi yükselmeye çalıştığını görünce, omuzlarını silkerek uzaklaşacaklardı. Öksüz kalmak, işte bu demekti. Zamanından önce öksüz kalmanın da, boşanmak ve evini terk etmek ve baska birine aşık olmak gibi yersiz bir durum olduğu belliydi.”
Sayfa 204 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Üzüntüleri ancak mizahla teselli edebiliyordu.“
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Heyecan insanın hevesini kaçırır ya bazen işte öyle olmuştur.“
Sayfa 196 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
“Artık sanki yaşamıyorum yaşayan birini seyrediyorum; daha önce bildiğim romanı okur gibiyim. Bir roman kendini okumaya başlasaydı herhalde bu kadar sıkıcı olurdu kendini.“
Sayfa 195 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Resim