“Ne var ki, dünyada ‘sizi anlıyorum’ gözlerinin sahteleri türemişti; gerçeği sahteden ayırmak çok zordu. ‘Sizi anlıyorum konuşmanızı ihtiyaç yok’ ya da ‘siz onlara bakmayın yalnız gözlerime inanın’ bakışlarının çoğu aslında ‘bugünü geçirmek için birine ihtiyacım var’ kalıbından ibaretti. İnsanın, böyle sahtekarları görünce, başı ağrıyordu.”