"Bazen de saygıdeğer abilerim ablalarım, dünyası yerle bir olur insanın. Hayat, fazla kafa yormadan idare etmeyi sağlayan bütün anlamlarını yitiriverir. En akıllıca saydığınız fikirlerinizin saçmalığını, en içten duygularınızın yapmacıklığını kavrarsınız. Aslında hiçbir konuda fikrinizin bulunmadığını, aslında hiç kimseye karşı bir şey hissetmediğinizi ve tüm evrenin de size karşı aynı gaddarca kayıtsızlık içinde olduğunu. Hep gözünüzün önünde durduğu halde o güne dek her nasılsa yok saymayı başardığınız bu gerçeği fark ettiğiniz anda ilahi işleyişi de çözmek üzeresiniz demektir."
kedi kadının yanındaydı,
kadın gecenin yanındaydı
kedi gitti geceye değdi,
karardı,
döndü kadına değdi.
bir kadın portresi belirdi;
elinde siyah bir gül vardı,
kucağında kırmızı bir kedi
"aklım aynadaki silik görüntüme takılıp kalmıştı. şu an öyle gözüküyorum sanki. sokaktaki insan sürüsünün beni fark etmeyeceği kadar silikleşmiş, neredeyse yok olmuştum."
kitapçıda kitaplara bakarken isminin dikkatimi çekmesiyle alıp arkasını okuyunca direkt satın aldığım bu kitabı nasıl başlayıp nasıl bitirdiğimi anlayamadım bile. bir anda kurgunun içinde buldum kendimi. bilinç akışının üslup bakımından yazılış şekli şahsi olarak çok hoşuma gitti. bir insanın kafasında dönen şeylerin anlamsız sırasını (sırasızlığını) ve saçmalığını güzel yansıtmıştı. kitabı sonuna kadar merakla okudum fakat sonunda biraz hayal kırıklığı yaşadım çünkü kurgusuna nazaran düşük bitti kitap. bir havada kalmışlık ve basitlik vardı açıkcası. bu tür bir kurguya daha farklı bir son bekliyordum sanırım. fakat genel hatlarıyla hoşuma giden bir kitap oldu.