Hayranı olduğum Jean Louis Fournier günümüzde 85 yaşında, bu kitabını yazdığında 80’miş. Kendini otopsi masasına yatırıyor, bedenini kadavra olarak bilime adıyor. Her zamanki gibi az sözcükle çok şey anlatıp, dramla mizahı harmanlıyor. Öğrencilik hayatıyla, ailesiyle, aşklarıyla, eşiyle ve işiyle tüm yaşamından, gençliğinden bahsediyor.
Diğer tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da Fransız kültüründen öğeler, bolca klasik eserler, müzisyen, yazar, ressam ismine rastlıyoruz.
Alıntılar
• Her yıl ajandama, bir kaza durumunda haber verilecek kişi bölümüne bilinçli olarak Tanrı yazdım s.41
• O arabayla harika seyahatler yaptık, gidip denizi gördük..Arabayı sattığım gün Sylvie ağladı. Ona çıkıştım, ağlaması gereken biri varsa o da bendim. Daha sonra anladım ki gençliğimize ağlıyormuş s.60
• ..ölüm artık ürkütücü değildi,bir kurtuluştu….Gerçek dünyanın içine hapsedilmiş,kapalı yer korkusu olan biz yaşayanlar için cennetin kapılarını açıyordu. S.78