“Ve tepesinde cehennemlerin mihmandarının buz gibi bir ışıkla berrak ve solgun parlıyordu silmariller, yazgının mücevherleri, hapsolmuş nefretin tacı içine iri mi iri.”
“Morgoth en çok da Turgon’dan korkuyordu, çünkü onu eskiden Valinor’da görmüştü ve o ne zaman yaklaşsa, Morgoth’un ruhuna karanlık bir gölge düşmüş, belirsiz bir gelecekte bir zaman, yıkımının Turgon’dan geleceğini haber vermişti.”
“Kral’ın muhafızlarının kalkanlı piyadeleri ork saflarını yardı ve Turgon kendine yol açarak kardeşinin yanına vardı. Turgon ile Fingon’un yanında duran Húrin’in buluşmasının, savaşın ortasında mutlu bir buluşma olduğu söylenir.”
“Fingon, Morgoth’un gazabının uyandığını, meydan okumalarının kabul edileceğini anladı ve yüreğine kuşkunun gölgesi düştü. Ama o anda güneyden bir bağırış yükseldi, rüzgarın sırtında vadiden vadiye taşındı ve elfler ve insanlar hayret ve coşku içinde seslerini yükselttiler. Çünkü Turgon, çağrı olmamasına rağmen, beklenmedik bir biçimde Gondolin’in duvarlarını açmıştı ve parlak zincir zırhlarla kuşanmış, uzun kılıçları ve mızrakları orman gibi, on bin kişilik bir orduyla geliyordu.”
“Three Rings for the Elven-Kings under the sky,
Seven for the Dwarf-Lords in their halls of stone,
Nine for Mortal Men doomed to die,
One for the Dark Lord on his dark throne
In the Land of Mordor where the Shadows lie.”
"Korku, cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."