Tek bir yanıt: Çünkü deliler! Bu kadar basit. Daha fazla ayrıntıya gerek yok. Haritanın sağı, ruhi bunalımda, hepsi bu. Hepsi deli! Oysa deniyorlar...O ruhi bunalımı üzerlerinden atmak için her şeyi denediklerini görebiliyorum. Yürüyorlar. Önümden geçiyorlar. Karlı parçaları, buharlı ve atkılı yüzleriyle. Kar maskeli sokak balosu. Hastahaneye gidiyorlar. İyileşmeye. Ama önce bebekler. Kaplan derisi desenli battaniyelerde bebek kafaları gidiyor. Battaniyelerden taşmış tüylü siyah lekeler kucaklarda gidiyor. Yeni doğmuş insan kalıntıları. Battaniyelerin üzerinde kaplan başı var. Gülkurusu üzerine sarı. Kaplan gözleri. Nereden tanıştığımızı hatırlıyorum! Meşhur Anadolu Kaplanları! Işte bunlar. Hastahaneye giderken ölenlerin sarıldığı battaniyelerde yüzleri var. Anadolu Kaplanları, işte bu cehennem meyveleri. Kırk yıllık şiddet tarımının ürünleri. Cehennem,geleceği hayalin ve geçmişi hatırlamanın olmadığı, şimdiden saklanacak hiçbir kuytunun kalmadığı yerdir. Tek zamanlı bir hayat. Acıyı unutturacak hiçbir şeye izin verilemeyen bir yer. Hepsi de burada ve şimdide. Kaçacak bir yer yok. Kimse hatırlamıyor, kimse hayal kurmuyor...