Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kardelen Akyüz

Kardelen Akyüz
@KARDELEN_ERVA
15 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
-Şimdi bu zahmetimin karşılığında bana söz verin... Ve sustu, -Ne için? diye sordu Marius, -Bana söz verin -Söz veriyorum. -Bana öldüğümde alnımı öpeceğinize dair söz verin. Onu hissedeceğim.
Sayfa 483 - cilt 2
Reklam
Karanlıktakilerin sayısını azaltıp, aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak, işte hedef budur. Bu yüzden "bilgi", "bilim!" diye bağırıyoruz. Okumayı öğrenmek ışığı yakmaktır; tüm hecelemeler kıvılcımlardır. Zaten aydınlık demek illa ki sevinç anlamına gelmez. Aydınlıkta da acı çekilir; ateşin fazlası yakar. Alev kanadın düşmanıdır. Uçmaya karar vermeden yanmak dahinin mucizesidir. Bilgilendiğinizde ve sevdiğinizde daha fazla acı çekersiniz. Gün gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler en azından karanlıktakiler için ağlar.
Sayfa 299 - cilt 2
Cosette aşkın ne olduğunu bilmiyordu. Bu sözün dünyevi anlamda söylendiğini hiç duymamıştı. Bu yüzden hissettiği şeye ad koyamıyordu. Ama insan ismini bilmediği bir hastalığa yakalanamaz mıydı?
Sayfa 199 - cilt 2

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Olgular kendi içlerinde sürekli bir gizem taşır. En üstten en alta tüm edimleri baş döndürücü bir mekanizma içinde birbirlerine karıştırır, bir sineğin uçuşuyla dünyanın hareketini birbirine bağlar; kim bilir belki de yasa gereğince gökkubbedeki kuyruklu yıldızın evrimini bir su damlasındaki tek hücreli bir organizmanın hareketine bağımlı kılar. Devindirici güç küçük bir sinek, son çarkı Zodyak olan devasa bir düzenek.
Sayfa 186 - 2.cilt
Gerçek, varlığını gerçek gibi sürdürmüyor, hakka çok az yer veriyor ya da onu hiç önemsemiyorsa zamanla kaçınılmaz olarak inandırıcılığını kaybedecek ve belki de bir canavara dönüşecektir.
Sayfa 114 - 2.cilt
Reklam
Taviz dedikleri bizim kazanımlarımız, gasp dedikleri bizim hakkımızdı.
Sayfa 112 - 2.cilt
Üstelik, içinde yuvarlanılan sefalet uçurumu ne kadar derinse, gösterilecek merhametin de o ölçüde derin olması gerekmez miydi?
Sayfa 21 - cilt 2
Bir erkek dibe vurduğunda aynı zamanda her şeyini kaybetmiş demektir. O zaman etrafındaki savunmasız insanların vay haline! İş, ücret, ekmek, ateş, cesaret, iyi niyet hepsi aynı anda ortadan kaybolur. Dışarıda hava kararırken, içeride ahlakın ışığı söner; erkek bu karanlıklarda kadının ve çocuğun zaaflarıyla karşılaşıp onları en rezil alçaklıklara doğru sürükler.
Sayfa 20 - cilt 2
Her şey bir yana, insan, Auschwitz’in gaz odalarını icat eden varlıktır; ama dudaklanda du­ayla Shema Yisrael ile gaz odalarına dimdik yürüyen varlık da insandır.
Sayfa 148
Gerçekleşen her şeyi taşıyan nehre, güçlü bir akıntıya benzer zaman. Çünkü görür görmez her şey akıntıya kapılıp gider; işte bir diğeri geçiyor şimdi, o da akıntıya kapılıp gidecek.
Sayfa 38
Reklam
Ufacık bir parçası olduğun evrenin, sana sadece kısacık bir anı bahşedilmiş zamanın bütünlüğünü ve payına düşen yazgıdaki küçücük rolünü hiç unutma.
Sayfa 49
Bir yangın kuşkusuz her yanı aydınlatabilirdi, ama neden günün doğması beklenmiyordu?
Sayfa 767 - cilt 1
Bildiğimiz gibi sonsuzluğu yadsıyan bir felsefe var. Ayrıca güneşi yadsıyan ve patolojik olarak nitelendirilebilecek bir körler felsefesi de var. Gerçek kaynağını bilmediğimiz bir anlamı yüceltmek körlere özgü bir küstahlıktır. İlginç olan, el yordamıyla ilerleyen bu felsefenin, Tanrı'yı gören felsefe karşısındaki kibri, yukarıdan bakan, acıyan tavrıdır. Adeta bir köstebeğin şu haykırışı duyulur: "Güneşleriyle bende acıma duygusu uyandırıyorlar!"
Sayfa 609
Devrimin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, ona ilerleme deyin, ilerlemenin ne olduğunu anlamak istiyorsanız ona yarın deyin. Yarın, karşı konulmaz bir şekilde işini daha bugünden görmeye başlar ve ilginç bir şekilde her zaman hedefine ulaşır.
Sayfa 415
Elmaslar sadece toprağın karanlıklarında, gerçekler sadece düşüncenin derinliklerinde bulunur.
Sayfa 277
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.