Birçok kişinin şöyle dediğini işiteceksin: "50 yaşına gelince inzivaya çekileceğim, 60 yaşım beni tüm yükümlülüklerimden azad edecek." Peki, daha da uzun yaşayacağının güvencesini nereden alıyorsun? Bunun planladığın gibi olmasına kim izin verecek?
Tüm planları 50 ve 60.yaşlara kadar ertelemek ve az kişinin ulaştığı bir noktada yaşama bağlanmayı isteyerek ölümlülüğü unutmak ne büyük aptallık!
Seçkin eylemlerinden ötürü yücelmiş insanların adlarını duyduğunuzda, yabancılarla karşılaşınca havlayan köpekler gibi havlıyorsunuz, zira kimsenin iyi görünmemesinin sizin için yararlı olduğunu düşünüyorsunuz, başkasının erdemi sizin tüm kusurlarınızı ayıplama anlamı taşıyor. Kıskançlık duyarak onların yüceliklerini kendi rezilliklerinizle kıyaslıyor ve kendinize ne büyük bir zarar vermeye kalkıştığınızı anlamıyorsunuz.
Sayfa 26Kitabı okudu
Bu dünyada sonsuza dek elde tutulmuş makam yoktur ve her şey, her zaman öğretilenlere göre gerçekleşmez.
Okur Takip Önerileri
Kalıcı ve sürekli iradenin bir koşulu mutluluğa şartlanmış şekilde yaşamamaktır, mutluluk çalışmanın bir sonucudur.
Gerçek mutluluk, faydalı meşguliyetlere zaman ayıranların mükafatıdır. Mutluluk, sağlık da getirir.
"Çalişmak insanlığın temelini oluşturan bir kuraldır" ve bunu edinen herkes "kalıcı" ve "sağlam" mutluluklara kavuşur.
Herkesin bildiği gibi çalışmak insanı mutlu eder ; öncelikli olarak insana gurur verir.
Başarının sırrı amacımıza hizmet edecek güçleri bir araya toplamaktır ve hedefimiz için yararlı olan her şeyi kullanabilmektir.
Kişi kendinden kaçmamayı öğrendiğinde diğerleri gibi kendini akıntının gidişatına bırakmayacak, kendine hükemetmenin keyfini tadacaktır.
Eğer "harekete geçmek"
insan için önemliyse ve
"hareketlerimiz bizi biz yapıyorsa"
ve
"davranışlarımız neredeyse sadece duygusal hallerimiz tarafından kontrol ediliyorsa"
"o halde işimize yarayacak duygusal hallerimizi geliştirmeye çalışmalı ve bunları yüceltecek mekanizmaları araştırmalı ve anlamaya çabalamalıyız."
Bir inceleme yapmak gerçeklerle uğraşmayi gerektirir.
Tefekkürde ise öncelik gerçeklik değildir. Tefekkür ederken zararlı gerçeklerdense işe yarayan kurguları tercih edeceğiz.
Tefekkürdeki amaç yanlızca fayda sağlayabilmektir.
Uyuşukluk zihinde değildir, istektedir.
Tembel kişi, kendisinin celladıdır. Tembellik insanın varlığına, bedenine, aklına verdiği bir çeşit eziyettir.
Düzen, sukünet ve verimli çalışmakla hayat gerçek mutluluğuna kavuşur. Yaşadığımı hissediyorum diye tabir edilen duyguyu sadece çalışmayı alışkanlık haline getirerek elde edebiliriz.
Gerçek zevk çabada gizlidir.
Amaçsız, içi boş bir akıl, güdüsel arzulara hizmet etmekten başka bir işe yaramaz.
Başarmak için işine saygı duyman gerekir.
Dağ ne kadar yüksek olursa olsun adım adım zirvesine ulaşılabilir.
Dünyayı gözlerle izleyenler için görülmeyecek hiçbir şey yoktur; dünyayı kulaklar ile dinleyenler için duyulmayacak ses yoktur; dünyayı zihinleriyle yönetenler için ulaşılamayacak bilgi yoktur.
Bütün kararlar soru sormakla başlar...
"𝐹𝑒𝑐𝑖 𝑞𝑢𝑜𝑑 𝑝𝑜𝑡𝑢𝑖, 𝑓𝑎𝑐𝑖𝑎𝑛𝑡 𝑚𝑒𝑙𝑖𝑜𝑟𝑎 𝑝𝑜𝑡𝑒𝑛𝑡𝑒𝑠"
Ben elimden geleni yaptım, daha iyisini yapabilecek olan buyursun yapsın.
Sık sık düşünürüm. Yaşama yeniden, ama bu kez bilinçli olarak başlanabilseydi! Yaşamış olduklarımız, hani derler ya, taslak, öteki de onun temize çekilmişi olsaydı, ne olurdu acaba?
Sanırım her birimiz, her şeyden önce, yaşamış olduklarımızı bir daha yaşamamaya, ya da hiç değilse, kendimize bambaşka bir yaşam ortamı, ne bileyim,sözgelimi, böyle çiçeklerle dolu, aydınlık bir ev yaratmaya çalışırdık...