Anlaşılıyor ki genel olarak biz insanlar tarihin seyri içerisinde, bedensel kolaylık sağlayacak araç gereçlerin gelişimi açısından bir hayli ilerlemiş olsak da, manevî dünyamızı oluşturan duygu, düşünce derinliği ve kapsamı bakımından gittikçe fakirleşiyoruz. Devleti oluşturarak ona hayat veren ve devamlılığını sağlayan insanlar ile devlet arasındaki münasebetlerin hangi suretlerle cereyan edebildiğinin, binlerce yıl evvel yazılmış bir kitapta böylesine ayrıntılı ve gerçeğe uygun öngörülerle açıklanması karşısında doğrusu şaşırmamak elde değil.
Özellikle ulaşım ve iletişim alanlarında yaşanan gelişmeler neticesinde dünyanın, artık doğal engellerinin bir şekilde aşılabildiği, bağlantılarının kuvvetlendiği bir şehir hâline geldiğini söyleyebiliriz. Bu sayede farklı devlet yönetim anlayışlarının ne olduğunu, bu yönetimlerin egemenliğini kurarken, kullanırken ne tür yollar izlediğini ve bunun her yerde ve her zaman çoğunluğu oluşturan yönetilenler üzerindeki etkilerini inceleyerek anlamak kolaylaştı. Bu kolaylığa dayanılarak denilebilir ki modern insan hâlâ binlerce yıl önce yazılmış bu kitaptan faydalanıyor ve ilmî bakımdan daha ötesine geçemiyor.
Hayat ileriye doğru yaşanır, geriye doğru anlaşılır. Bu anlama faaliyetinde bize yardımcı olacak en yararlı kaynak ise bana göre yazı yoluyla yok olmaya, çağlara meydan okuyan böylesi nadide eserlerdir.