Hayat dediğin başka nedir zaten? Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey:hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..
İçimizdeki Şeytanı 16 yaşındayken de okumuştum ama o zamanlar bana şimdiki kadar anlamlı gelmemişti.
Kitap 2 gencin vapurda karşılıklı sohbetiyle başlıyor. İlk satırları okurken acaba Ömer dediklerine haklı mı diye düşünüyorsunuz ve bence bu sorgulama kitap boyu devam ediyor.
Başlarda Ömer’in ve Macide’nin birbirlerine duydukları saf sevgi içimi ısıtmıştı. Ama okudukça bu sevginin aslında çok da saf olmadığını hatta Ömer’in de deyişiyle içimizdeki şeytandan kaçmanın bir yolu olduğunu anladım.
Ancak ben Ömer gibi tüm kötü yönlerimizin ve zayıflıklarımızın sorumluluğunun içimizdeki bir şeye ait olduğunu düşünmüyorum.Ne yaparsak yapalım iyi ya da kötü hepsi bizim eserimiz;yani içimizdeki şeytan da biziz içimizdeki melek de.
Ömer de kitabın sonunda bunu anlıyor zaten. Garip bi şekilde bu aşk gözünüze ne kadar büyülü gözükse de hikayenin sonunda ayrılmaları size garip bir mutluluk veriyor.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,6bin okunma