Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Işın Kuvanlik

Marcel Pagnol şöyle demiş; normal şeyleri, meydana gelmesi mümkün olan şeyler olarak da görmeye alışın.” Ölüm son kertede normal bir şey değil mi? Tıpkı doğum, aşk, evlilik, hastalık, yaşlılık, gurbete çıkmak, delirmek vesaire gibi Meydana gelinceye dek olağan üstü saydığımız normal şeyler listesi o kadar uzun ki! Bu olayların sadece başkalarının başına geleceğini düşünürüz. Onları karşımızda bulana dek hayatın bir vesileyle bizi onların bir çoğundan esirgeyeceğini düşünürüz.
Nemesis KitapKitabı okudu
Reklam
Tuhaf bir ikilemle karşı karşıyayım: Yeteneğimi taktir eden ama yaralarımı reddeden bir ülkede yaşıyorum. Öte yandan yaralarıma saygı duyan ama beni reddeden bir vatanın evladıyım.
Sayfa 60 - Nemesis KitapKitabı okudu
Edmond de Goncourt'un nükteli sözünü hatırladım: "Dünyada hiçbir şey bir müzedeki tablo kadar ahmakça şeyler duyamaz"
Sayfa 51 - Nemesis KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Dağ dağa kavuşmaz,"diyenler yanıldılar. Dağlar eğilmeden ya da ululuklarından taviz vermeden tokalaşsınlar diye aralarına köprüler inşa edenler, doğa kanunlarından hiçbir şey anlamıyorlar. Dağlar ancak büyük depremlerle kavuşurlar. O an tokalaşmazlar, yekpare toprağa dönüşürler.
Sayfa 82 - Nemesis KitapKitabı okudu
Bu kadının sevgisini göstermesinin tek yolu vardı. Sonrada keşfettim ki bizim buralardaki anaların hepsinin yolu aynıymış. Bu kadın seni yemekleriyle severdi. En sevdiğin yemeği yapar, peşinden diğer yemeklerini getirirdi. Daha yeni yaptığı bazlamayı ve böreği, tatlıları eline tutuşturuverirdi. Hayatlarını mutfağa adayan kadınlar neslindendi o. Böyle kadınlar bayramları ve düğünleri aşk ziyafeti gibi yaşarlardı. Bu ziyafetlerde çoşkun kadınlıklarını ve şefkatlerini, ifadesini sadece yemekte bulan gizli bir sevgi açlığıyla bağışlarlardı. Her gun bir çok sofra kurarlardı, terasa yemek için birçok kez oturulurdu. Sonra gece olunca uyumaya giderlerdi; asırlardır onlara miras kalan duygusal açlıkkimsenin dikkatini çekmezdi.Bu gerçeği çok yakın bir zaman önce fark etmiştim; hazır yiyeceklerle yaşayan ve tek ziyafeti bedeni olan bir kadını -muhtemelen o kadınlara vefamdan- sevemeyeceğimi anladığım gün.
Sayfa 95 - Nemesis KitapKitabı okudu
Reklam
Bir yazar gerçeğin kıyısında yaşar ama illa bunu çok iyi yapmak zorunda değildir. Çünkü gerçek, tarihçilerin uzmanlık alanıdır. Aslında yazar hayal etmeyi iyi bilendir; yani bir nevi usturuplu yalan söylemeyi. Başarılı bir romancı , yalana şerbetlidir, başka bir ifadeyle gerçekleri söyleyen bir yalancıdır.
Sayfa 104 - Nemesis KitapKitabı okudu
Kimi sanatçılar dehalarını yapıtlarının içine koymakla yetinir. Kimisi de dehalarıyla hayatlarına imza atmak için ısrar ederler. Geride tekrarlanması ve taklidi mümkün olmayan eşsiz bir yaşam bırakırlar.
Sayfa 116 - Nemesis KitapKitabı okudu
"Hayır. Sadece ressamların peşini bırakmayan bir lanet var. Sadece onlara uyan bir bağıntı var: Çektikleri acı, açlık ve çılgınlık arttıkça tablolarının da değeri artıyor. Öldüklerinde tablolarının değeri inanılmaz rakamlara ulaşıyor. Sanki tablolarının kendi yerlerini alabilmesi için ressamların hayattan çekilmesi gerekiyor."diye yanıtladın.
Sayfa 117 - Nemesis KitapKitabı okudu
İyi niyetle yapılan birçok yanlış vardı. Değişim fabrikalarda, çifti köylerinde, binalarda ve devasa yapılarda başlamıştı. İnsanlarsa ihmal edilmişti. Sefil, avare, sıradan günlük problemlerle meşgul, dünyanın onlarca yıl gerisinde bir mantaliteye sahip insanların bir vatanı inşa etmesi, sanayi tarım ya da başka bir devrim yapması nasıl mümkün olabilirdi? Tüm dünyada sanayi devrimlerinin tamamı bizzat insanlardan başlamıştı. ........ Sadece Araplar bina yapmaya giriştiler ve duvarlara devrim adını verdiler. Arazileri birinden alıp ötekine verdiler ve buna devrim demeye başladılar. Yiyeceklerimiz ithal etmek zorunda kalmadığımız zaman bu bir devrimdir. Vatandaşlar çalıştırdığı makine seviyesine ulaşırsa o bir devrimdir.
Sayfa 120 - Nemesis KitapKitabı okudu
Diyeceksin ki; " O halde bu kitabı neden yazdın?" Ben de diyeceğim ki; "Sadece öldürmek için senin ritüellerini ödünç aldım ve seni bir kitaba defnetmeye karar verdim hepsi bu." Kalbimizde saklamamamız gereken cesetler vardır. Çünkü aşk da öldükten sonra kötü kokabilir.
Sayfa 306 - Nemesis KitapKitabı okudu
Reklam
"Edebiyat sadece acılardan doğar. Dolayısıyla kanları akmadan, kilolarını ve dengelerini kaybetmeden seni sadece mantıklarıyla sevenlerin cehenneme kadar yolu var."
Sayfa 306 - Nemesis KitapKitabı okudu
"Burası Cezayir Hassan! Kimi namaz kılar, kimisi sarhoş olur. Bazıları da o sırada ülkeyi götürür."
Sayfa 274 - Nemesis KitapKitabı okudu
"Fakat annemin toprağının bile acı çekmesinden kaygılanıyordum.O, hayatı boyunca trajik mevsimlerden başka bir şey görmemişti. Ölüyken bile onunacı çekmesini istemiyordum. Onu ziyaret ettiğimde fark etmesin diye kesik kolumu saklardım hep. Ya ölülerin de gözleri varsa? Ya mezarlar uyumuyorsa? Ölümünden sonra başıma gelenleri ona anlatmak için o kadar çok söze ihtiyacım vardı ki... Bunca yıl sonra şimdi onun karşısında dururken, hıçkıra hıçkıra ağlayamadım. Çünkü her zaman daha sonra ağlarız. Yılların tozunu alır gibi, onu ihmal ettiğim için özür dilercesine elimle mermerin üzerini sildim. Sonra mezarın başında Fatiha okumak için tek elimi kaldırdım. O sırada bu sahne bana gerçeküstüymüş gibi geldi. Fatiha okumak için uzattığım tek elim merhamet vermekten çok onu istiyor gibiydi. İç çekip elimi gizledim.
Sayfa 263 - Nemesis KitapKitabı okudu
"Doğru. Bizim için çağın meseleleriyle ilgisi olmayan küçük hedefler ve bireysel zaferler yarattılar. Yıllarca bekledikten sonra küçük bir daire, buzdolabı, araba hatta araba lastikleri satın almak gibi. Hiç kimsenin daha ileri gidecek ve daha çoğunu isteyecek ne zamanı ne de takati var. Hepimiz tükendik. Günlük hayatın karmaşık dertleri bizi mahvetti. Sıradan sorunları çözmek için bile torpile ihtiyaç varsa başka şeyleri nasıl düşünebilirsin? Hangi kültürel hayattan bahsediyorsun?Bizim tek derdimiz yaşamak, onun dışında ki herşey lüks. Sadece yiyecek ve çocuklarıyla başını sokacak bir yuva arayan karınca bir ulusa dönüştük."
Sayfa 241 - Nemesis KitapKitabı okudu
"Hayal kurmaya cesaret edemiyordu; daha doğrusu sadece yeni bir buzdolabı almasına aracı olacak birini bulmayı hayal ediyordu. Onun bu basit ama aynı zamanda gerçekleşmesi güç arzusunu duyunca üzüldüm. Sandığım gibi sadece Avrupa'dan ve Fransa'dan geri kalmadığımızı keşfettim. Öyle olsa durum bu kadar ağır gelmez ve mantıklı sayılabilirdi. Ancak elli yıl ya da daha fazla yıl önceki sömürge altında olduğumuz yıllardan da geri kalmıştık. O zamanlar umutlarımız daha güzeldi, hayallerimiz daha büyüktü.
Sayfa 240 - Nemesis KitapKitabı okudu
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.