İçimde bir şeyler oluyordu ve ben bir tür hastalığa mı yakalandım, yoksa bir zamanlar kafamı altüst etmek için yaptıkları şeyler yüzünden deliriyor muyum diye merak ediyordum.
Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
Bu gece tüm dünya yurttaşları aynı programı izleyecekler enayi kutusunda. Uzayda dolaşıp duran bir verici, sinyalleri toplayıp dağıtacak. Genellikle bir kutunun başında oturup öz yaşamlarını yitirerek başkalarınınkilere musallat olanlar orta yaşlı, burjuva sınıfındandır. Onların asalaklığından bıktım artık, bıktım...
Ne biçim dünya bu be! İnsanlar aya gidiyor. Elektriğin çevresinde dönen tatarcıklar gibi dünyanın çevresinde vızır vızır dönüyor uydular ama, burada, şu garipler köşesinde ne yasa var ne de zavallıyı koruyan, onu düşünen biri...
Okuyorum. Hastalık gibi bir şey bu. Elime ne geçerse, gözüm neye değerse okuyorum: dergiler, okul kitapları, ilanlar, sokakta bulduğum kağıt parçaları, yemek tarifleri, çocuk kitapları. Kağıda basılmış ne varsa.