Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kubilay Atmaca

Kubilay Atmaca
@Lizerikasit
Sırt Çantalı Ex nihilo nihil fit, et in nihilum nihil potest reverti.
79 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Bir yola çıksan, çok yakınlarında yeryüzündeki en güzel manzaralardan birinin seni beklediğini göreceksin: Büyük Kanyon! Her Amerikalının hayatında en azından bir kez olsun görmesi ge reken bir yer. Ama benim kesinlikle idrak edemediğim nedenlerden dolayı, senin tek yaptığın her gün bir an önce evine, günbegün aynı düzenin içine geri dönmek. Korkarım buna devam edecek, Tanrı’nın keşfetmemiz için bize bahşettiği bütün bu harikulade şeylerden ken dini mahrum bırakacaksın. Yerleşik durumda kalmamalı, hep aynı yerde durmamalısın, Ron. Kımıldan, göçebe bir hayata geç, her gün yepyeni bir ufka çevir bakışlarını. Önünde yaşayacağın daha çok uzun yıllar var. Hayatını değiştirerek yepyeni tecrübelere açma şansı nı reddedersen, inan çok yazık olacak. Neşe ve mutluluğun yalnızca insan ilişkilerine dayandığını dü şünüyorsan yanılıyorsun. Tanrı bu hazzı her yere saçmış durumda. Yaşadığımız her şeyin içinde bulabilirsin bunu. Tek ihtiyacımız olan, alışkanlıklarla örülü yaşam tarzımıza sırtımızı dönüp yepyeni bir ya şama adım atmamızı sağlayacak cesaret. Demek istediğim şu, hayatına yeni bir ışık tutmak için bana ya da herhangi bir başkasına ihtiyacın yok. Bu şey hemen dışarıda. Yapman gereken yalnızca uzanmak ve onu kavramak. Kendin ve yeni koşullara direnmek için gösterdiğin inatçılık dışında savaşacağın hiçbir şey yok.
Sayfa 71
Reklam
HENRY DAVID THOREAU
Hiçbir insan, yoldan çıkma pahasına aklına tabi olmadı, Sonuç, belki fiziksel bir zayıflık olabilir, ama daha yüksek prensiplere uyan bir yaşamdan kimse pişmanlık ve duyduğunu söyleyemez. Eğer gündüzü geceyi neseyle selamlıyorsan, hayat çiçekler ve hoş kokulu bitkiler gibi güzel kokular saçıyorsa, daha esnek, yıldızlı ve ölümsüzse – işte o zaman başardın demektir. Doğa, bütünüyle sana yapılmış kutlamadır, anbean kendini kutsamış olursun. En büyük kazançlar ve değerler en en az takdir edilenlerdir. Varlıklarından kolaylıkla şüphe edebiliriz. Çabucak unutulurlar. En yüksek gerçek onlardır. Belki de, şaşırtıcı ve gerçek şeyler bir insandan diğerine aktarılmaz. Günlük yaşantımın gerçek ürünü, gündüzün akşamın çizgileri gibi tarif edilmez ve elle tutulup gözle görülmezdir. Yıldızlardan yakalanan toz zerreleri, gökkuşağının sıkıca kavradığım bir parçasıdır. HENRY DAVID THOREAU - WALDEN CHRIS MCCANDLESS'IN ESYALARI ARASINDA BULUNAN KİTABIN ALTI ÇİZİLMİŞ SATIRLARI.
Sayfa 59
Rastafari: Kültürel Direnişten, Kültürel Kurtuluşa
Rasta titreşimi olumludur, geçmişten gelen, şimdide yaşayan ve geleceğe adım atan insan için olumludur. Mistik Rasta, büyüdükten, toparlandıktan ve öğrendikten sonra koca dünyanın mucizevi bilgesi olan siyah insanın ta kendisidir.
Sayfa 330 - Dipnot

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kenneth Rexroth / Karşı Kültürün Temelleri
1930'dan bu yana , kötü şiir komplosu Komünist Parti kadar dikkatli bir şekilde örgütlenmiştir ve günümüzde artık en küçük dergiler dışında neredeyse tüm yayın kanallarını kontrol etmektedir . Ondokuzuncu yüzyılın ortalarından beri , Amerikan kültürünün tüm diğer alanlarındaki İngiliz etkisi giderek azalmıştır . 1929'da bu hâlâ Amerikan
Sayfa 455
PETER ORLOVSKY
Allen Ginsberg'in sevgilisi olan diğer bir Beat Kuşağının: – Biyografi Notu "Benim biyografim Temmuz 1933'de doğdu. Kirli ayaklı, durma dan kıkırdayan bir çocuk. İçeri giren toza dayanamadığım için sürekli burnumu karıştırırdım. Okulda sorunluydum: sürekli gizemli sorunlara kafa yorar ve hayal kurardım. İkinci dönemin ortasında liseyi bıraktım ve gidip bir akıl hastanesinin yaşlılar koğuşunda çalışarak kendimi kaybettim. Çubuk krakere bayılırım ve artık gördüğüm rüyaları anımsamıyorum. Birileri bana bir dağ satın alabilir mi lütfen, içinde bir de mağara olsun. Artık konuşmuyorum da. Çiftçi olmak istiyordum, okula da o yüzden gittim ve çok çalıştım, gerçekten çok çalıştım, görseniz hayret ederdiniz. Otobüs duraklarını yerinden söküp ağırlık çalıştığım oluyordu. Annemin yardımıyla yanmış pastırma yemeye alıştım. Sık sık ayaklarıma öylece bakarım, aniden çöken paranoya bulutlarını dağıtmam gerektiği olur. Ay benim olsun isterim, sırf eğlence için. Zihnimin bomboş olduğu anlardan keyif almaya başlıyorum artık, özellikle de küvetteyken. Bu yaz sineklerin burnumu ve suratımı gıdıklamalarından da hoşlanmaya başladım. İdrarın pazarda satılmasını talep ediyorum, böylece insanlar birbirlerini daha kolay tanıyabilir. Okulda I.Q sonucum doksandı, şu anda uzmanlaştığım için I.Q binlerde seyrediyor."
Reklam
Allen Ginsberg / Howl
III. Carl Solomon! Seninleyim Rockland’da benden daha kaçık olduğun Seninleyim Rockland’da
Allen Ginsberg / Howl
II. Alüminyum ve çimentodan nasıl bir sfenkstir ki kafataslarını açıp parçalamış beyinleri ve imgeleri yiyip bitirmiş? Molok! Yalnızlık! Pislik! Çirkinlik! Külkovaları ve elde edilemez dolarlar! Merdiven diplerinde çocuk çığlıkları! ordularda hıçkırarak ağlayan oğlançocukları! Parklarda gözüyaşlı ihtiyar adamlar! Molok! Molok! Kabus Molok!
Allen Ginsberg / Howl
Carl Solomon İçin I. gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını, histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini, zenci sokakların şafağında gördüm onları bozuk kafalarıyla mal ararken, gecenin makinesinde yıldızlı dinamo ile eski cennetsel bağ için yanıp tutuşan melek kafalı hipsterler, yoksulluk ve paçavralar ve sahte gözlerle
Meditasyon Nasıl Yapılır
Işıklar kapalı Ellerim kenetli birbirine Eroin ya da morfin vurmuşum gibi ani bir esrime Beynimin içindeki kese sıvısını salgılıyor ( Kutsal Sıvı ) ben tüm vücudumu ölü bir transa bırakırken tedavi ediyorum tüm hastalıklarımı siliyorum her şeyi- " ben - umarım ki - sen " gibi ufacık bir şey ya da kaçık bir düşünce balonu bile yok Zihnim boş , berrak , düşünceler yok . Eğer herhangi bir düşünce uzaklardan fırlayıp gelirse beraberinde bir imgeyle- kafa bulun onla , aldatıp , dalga geçin . Solup gider böylece ve gelmez bir daha geri - ve ilk kez keyiflenerek fark edersiniz ki " düşünmek düşünmek gibi değilmiş aslında " . Böylece düşünmeme gerek kalmaz bir daha .
Sayfa 94
Ey, siz, kim olursanız olun, yanımda olduğunuz zaman hiç titreşmesin ses telleriniz; devinimsiz gırtlağınız bülbülü bastırmaya kalkışmasın; ve siz de dil aracılığıyla bana ruhunuzu tanıtmayı kesinlikle denemeyin. Hiçbir şeyin bozamayacağı bir dinsel sessizliği koruyun; ellerinizi göğsünüzün üzerinde alçakgönüllülükle kavuşturun, ve aşağı indirin gözkapaklarınızı. Bana yüce gerçeği gösteren gönül gözümün açılmasından sonra, anısı hiç peşimden ayrılmayan o korkunç saatte duyumsadığım acıları, düşünerek bile olsa, yeniden yaşamak gözüpekliğini gösterebilmek için, geceler gündüzler boyunca, nice gözüdoymaz karabasanın gırtlağımı emdiğini söyledim size. Ah ! soğuk dağdan düşen çığı; çorak çölde, yavrularını yitirdiği için sızlanan dişi aslanı; kendi yazgısının gereğini yerine getiren fırtınayı; giyotine gitmeden önce zindanda inleyen mahkûmu; ve, yüzücüler ve kazaya uğrayanlara karşı kazandığı utkuları denizin dalgalarına anlatan yırtıcı ahtapotu dinlediğiniz zaman duydugunuz sesler, bu görkemli sesler, insanın alaylı gülüşünden daha güzel değil midir, söyleyin bana ?
Reklam
Bir gece kötü bir meyhanenin önünden geçerken aydınlanmış pencereden, bilardo masası etrafında istekalarla dövüşen oyuncular gördüm; arkasından birini pencereden dışarı attılar. Başka zaman bunu çirkin bulurdum, fakat nedense, dışarı atılan herifi kıskandım; o derece kıskandım ki, “belki ben de birisiyle kavga ederim, beni de dışarı atarlar" ümidiyle meyhaneye girip bilardo odasına sokuldum. Sarhoş değildim. Ama can sıkıntısı insanın başına böyle isterik haller sardırıyor! Yazık ki umduğum çıkmadı. Pencereden atılacak bir adam olmadığım anlaşıldı ve kimseyle dövüşemeden meyhaneden çıktım.
Sayfa 56
"Ben varken ölüm yok, ölüm geldiğinde de ben yok olacağım. Bu yüzden ölümü hiç dert etmiyorum. "Şimdi, eğer bizi cenderesi içine çeken maddi ölüm korkusu olmuş olsaydı, ölümümü bilfiil tecrübe edemeyeceğim yeteri kadar doğru ve pozitivistlerin sunduğu teselli de bir o kadar gerçek olurdu. Fakat Jaspers'in gayet haklı olarak üzerinde durduğu gibi, ölümle ilgili korktuğumuz şey en başta daha öte bir varlık umudunun olmaması, yokluğa, hiçliğe, karanlığa gömülme olasılığıdır.
Sayfa 21
Dünyanın bir temeli yahut zemini yoktur. Bir varlık formu olarak insan varlığı var-olmayan yani hiç uçurumu üzerine asılıdır. Heidegger'in söylediği gibi: "Bir insan olarak var olmak hiçliğe maruz / açık olmak anlamına gelir. Hiçlik bütün varlığı önceler, sarıp sarmalar ve şartını teşkil eder. Kaygı tecrübesi bize saklı hakikati açar: Nihai teselli yoktur, her türlü çabanın sonucu beyhudedir, akıbeti var-olmayanın uçurumudur.
Sayfa 16
Ey Ölüm , koca kaptan , demir alalım ! haydi ! Bu diyar sıktı bizi , Ölüm ! Açalım yelken ! Siyah olsa da deniz ve gök mürekkep gibi , Kalbimiz ışıklarla doludur , bilirsin sen ! Akıt bize zehrini , güçlenelim daha da ! Bu ateş öylesine yakıyor beynimizi , Cennet ya da Cehennem , dalalım bu girdaba, Bilinmez'in dibine bulmak için yeniyi !
Sayfa 233
Yoksulluk Kini
Deliklerinden teninin çilleri ve kızıl kılların Görünen paçavra giysini seviyorum yaşlı Hortlak, ve bu yüzden yirmi kuruş atıyorum önüne. Köle ve basık alnında solgun gururdan eser Yok. Köpeğin kardeşidir yoksul ve sen Biliyorsun bunu, şiirleştirmiyorsun pırtılarını. Taş ininden çıkan bir çakal gibi, ey dindar, Seni hiçe sayan adamın ardından gidiyorsun, Kahrını sürüyerek. Kırışıklarının, ey yaşlı, Kaçı acıyla yüzünü buruşturmandan ? kaçı Gözyaşlarından ? Soyun çırılçıplak, oyna, yala, yalan ve Yirmi kuruşlarımla erdemi gıdıkla. Kahrol! –Diz çök!.. çamura batır sakalını! Bu aptal yirmi kuruş da ne ? deyip gülüyor Musun ? gümüş parlar, bakırsa Yeşile çalar bir gün. Sofu olmaktan Çok dikbaşlıyım ben. Karar ver. –Ya at, ya al. İşte aldın. İyi Sık avucunda, düşün ki artık o senin, Düşün ki bende ondan daha çok var, Düşün ve hor gör beni. –Eğer yeteriyle cesursan dilenci, bir Bıçak alabilirsin bununla.
Sayfa 146
256 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.