Çok seven kişi çok da çalışır ve çok şey başarabilir, sevgiyle yapılmış bir iş iyi yapılmıştır.
İnsan birtakım kitapları okuduğunda çarpılıyor, derinden etkileniyorsa, bunlar yürekten, yalınlıkla ve alçakgönüllülükle yazıldıkları içindir.
Gerçekten anlam taşıyan az söz söylemek, kuru gürültüden başka bir şey olmayan, kolay söylendiği kadar yararsız olan bir araba laf etmekten daha iyidir.
Sevgi insan yüreğindeki en iyi ve en soylu şeydir, özellikle de tıpkı ateşteki altın
gibi hayatın içinde denemeden ve sınamadan geçtiğinde; çok seven, ikircim
ve kuşku duymuş olsa bile, o ilahi ateşi canlı tutan, ezelde var olana ve hiç
ölmeyecek olana dönen kişi mutlu ve iç dünyasında güçlü olur. Gerçekten sevilmeye değer şeyleri sadakatle sevmeyi sürdürebilirse kişi, sevgisini anlamsız
değersiz, önemsiz şeyler için ziyan etmezse, zamanla daha çok ışığa kavuşacak
güçlenecektir. İnsan belli bir meslek ya da belirli bir zanaatta ne denli erken usta olmaya çalışırsa, mümkün olduğunda bağımsız bir düşünce ve davranış
tarzı benimserse, kendi kesin kurallarını ne kadar eksiksiz uygulayabilirse, o
kadar sağlam bir karaktere sahip olabilir; bütün bunları yaptı diye dar kafalı
olması da gerekmez ayrıca.
Bunları bir an önce yapmak akıllıca bir şey çünkü yaşam kısa, zaman çok çabuk
geçiyor. İnsan bir tek konuda tam anlamıyla ustalaşırsa ve o tek konuyu çok iyi
anlamışsa, fazladan daha birçok şeyi de derinden kavrayacak, anlayabilecektir.
Bir adam varmış, günün birinde kiliseye gitmiş, şöyle sormuş: "Aşırı hevesim, çabalarım beni aldatmış olabilir mi? Yanlış bir yol seçmiş, yapacaklarımı iyi tasarlamamış
olabilir miyim, Ah, kendimden duyduğum kesin bir inanca kavuşabilsem!" Bir ses karşılık vermiş ona: "Kesinlikle bilseydin, ne yapardın o zaman? Kesinlikle inanıyormuşcasına davran şimdi, yanılmayacaksın." Ve adam kuşkuyla değil de inançla dolu şekilde yoluna gitmiş, işinin başına dönmüş, artık kararsızlık, ikirciklik yokmuş içinde.