Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.
İnsanlar arasındaki münasebetleri tanzim eden amiller ne kadar gülünç, ne kadar dıştan, ne kadar boş ve bilhassa asıl insanlıkla ne kadar az alakası olan şeylerdi...
Gerçekten, belki erkekleri, kadından çok az faydalanabilen, şiddet dolu manzum tiyatroyu gitgide terk etmeye ve romanı daha elverişli bir araç olarak tasarlamaya yönlendiren, kadınlar hakkında yazma arzusuydu.