" Her şey eninde sonunda sessizdir bir günün kırılganlığından kalan ve tekrar tekrar kırılan müteellim bir insan sesinin başlattığı ağlamanın kırı sessizdir."
Çok açık bir şey ki, bugünü yaşamak için önce geçmişin kefaretini ödememiz, onun hesabını görmemiz gerekir. Bu kefarette ancak acı çekerek, olağanüstü, sürekli bir emekle ödenir. Anlayın bunu Anya...
Ben yaşadığım anda sıkışıp kalmış susuzluktan solmaya yüz tutmuş bir hercai menekşe. Çatlamış toprağımın içinde can çekişiyorum. Yaşamak için suya mı yoksa sana mı ithiyacım var bilemiyorum. Bildiklerimin beni bu hale getirmesinden beri bilmemeyi diliyorum...
Her doğan günde renklerime yeniden kavuşmak istiyorum. Bu yitiklik bana göre değil. Fıtratım öylesine canlı iken bu solmuş renkleri taşımaktan yoruluyorum. Ruhu canlı tutmak için bir yerden başlamak gerekiyor elbet. Ancak ben bu kaybolmuşlukla nereden başlayacağımı kestiremiyorum. Buraya nasıl geldim biliyorum da bu yokluktan nasıl çıkılır akıl yürütemiyorum.