Diyojen hakkında ele alınmış küçük ve etkili bir eser. Birkaç saatinizi vererek okuyup bitirebileceğiniz bir kitap ama Diyojen'e ve onun kinik felsefesine dair gerçekten sarsıcı mahiyette bir eser.
Farklı düşünmek nedir, dürüstlüğün çıplak hâlde vücut bulmuş hâli nedir, sorgulamanın ve bunun çabası sonucunda kendinize gerçekleri itiraf edip kabullenmek nedir gibi mühim soruların yanıtını çağına ve günümüze damga vurmuş bir filozof ile bulmak bir nimet niteliğinde.
Yüzyılına damga vurmuş olan Büyük İskender "Büyük İskender olmasaydım eğer, Diyojen olurdum." der. Hiçbir şeyi olmayan, bir fıçının içinde yaşayan Diyojen, dünyaya hükmetmiş bir imparator ile aynı kefeye konmuştur. Hem de o imparator tarafından.
Bir gün Diyojen'e şarap verirler. O da hepsini döker. Neden diye sorduklarında "Eğer hepsini içseydim sadece şarabı değil kendimi de kaybetmiş olurdum" der.
Asla uyumlu değildir, ılımlı davranmaz, kimsenin gönlünü hoş tutmak için uğraşmaz. Çünkü bunların hepsinde bir sahtelik, bazen riyakârlık ve çoğunlukla da yalan vardır.
Franz Kafka kaleminden çıkmış bu kitap için, eleştiri odağındaki tema ile sembolleri aynı zeminde birleştirmiştir.
O dönemin hukuk ve yargı yapısı ile yolsuzluğun, ahlâksızlığın, toplumsal çöküşün nasıl bir arada kaynadığını ve toplumsal yozlaşmanın nasıl süregeldiğini gözler önüne seren bir kitap olmuş.
Toplumun en önemli mekanizmasının adalet olduğunu ortaya çıkaran bir yapıt olarak karşımıza çıkmaktadır.