Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba

Tuğba
@Mairuh
Sabitlenmiş gönderi
Beyazdım Bir kefeni andırıyor tenim Tane tane topraktı yüzümdeki çiller..
Reklam
Kaldırım kenarında bir çiçeksin Pembe pembe tutunmaya çalışan Titrek kalbin, çırpınıyor ayaklar altında Duyulmuyor kokun Seni çok sevenler buket buket taşıyorlar ölüme Gözleri kör rengine Soğuk toprak kadar kıymeti yok solgunluğunun
Nefesimde elleri var kaba saba acıların Bir sağındayım, bir solunda, önünde ardında En karanlık anlaşılmazlığın..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... ardından yeniden elini tuttum ve hem kahverengi hrm de gri tonların hakim olduğu bu odayı, yıpranmış perdeleriyle bu sade yatağı, eski moda bir tuvalet takımının bulunduğu o masayı, şiltesi lekelenmiş o sıradan kanepeyi uzun uzun izledim. Bu mekanda ne müthiş bir şiirselliğin, kendisi adına lükse aldırmazlığın ne derin izleri vardı!
Güvercin oluyorum bir gece vakti.. Kanatları altında canı pahasına yaşamları koruduğu.. Titriyor, korkuyorum.. Az sonra çaresiz yürüyen bir adam oluyorum.. Tüm kaldırım taşlarını ezbere bilen, Yine de bir yol arayan.. İlerliyorum.. Işığı yanan bir eve giriyorum. Kör saatlerdi hani diyorum? Ağrılar içinde kıvranıyorum. Yatağında hıçkırıklara
Reklam
Tuğba tekrar paylaştı.
'Belki bir gün kalbimi yormayan birine denk gelirim diye yaşıyorum.'
Bir akşam vakti yürürken dikkatimi çekmişti Pembenin en bebek tonuyla gülümsüyor Diken diken meydan okuyordu Buna bir titrek kalp ne kadar dayanırsa o kadar dayandım Telaşlı adımların kurbanı olan çocuksu bir hüzünle yıkandım baştan ayağa Üşüyen dallarına asmak istedim kendimi Öyle çaresizdim bir akşam vakti
Tuğba tekrar paylaştı.
"Ben mal değilim. İnsanım. Değerlendirilmek değil insanca değerli olmak, yaşamak istiyorum."
Karl Marx
Karl Marx
Tuğba tekrar paylaştı.
Yapayalnızlığımı, kimsesizliğimi, anlaşılmazlığımın pençesinde kıvranışlarımı nereye gömebilirim.. Hangi toprağa sarmalarım..
Bazı saatlerin atan bir kalbi vardı Üşüyen yanları, Titreyen anıları Bazı vakitlerin Kanayan yaraları olmalı..
Reklam
Tuğba tekrar paylaştı.
Beynimin içinde her gün dirilen cesetler var. Çürümüş etleri ve, kuru kemiklerine aldırmadan uzanıyorlar sabahlarıma Konuşmalarıma sızıyor bazıları. Hınzır bir gülüş savuruyor. Yeni doğmuş düşüncelerime topraklarından savuruyor.. Hatta şöyle bir üzerine eğilip yaşamlarından üflüyorlar. Aklımın koridorlarından sızan  su sesi, adımlarını bastırıyor kimi zaman.. Uzaklıklarını fark etmek güçleşiyor. Küçülüyorum.. Ruhumu bedenimin en derinlerine sıkıştırmak zorunda kalıyorum böyle zamanlarda. Aptalca biri, gördüğünü, duyduğunu ima ediyor.. Dokunduğunu.. Kokusunu bildiğini.. Bir kaç yaşam öncesinde kalan bedenle sarmalandığını.. Gülemiyorum. Öylece yılları kovalıyorum gözlerinde..
.. :Bu yaralar ya kişilik yapılarının sonsuz kıldığı ve ölüme mor bereleri silinmeyen bir karşı darbe indiren, gerçek, hüzün verici tutkular ya da sonsuz vedalaşmalar gününde yüreği yavaşça donduran ve gözyaşlarını kurutan gizli kinlerdir.
-Tamam, o zaman, insanın Tanrı için yaptığını ben de sizin için yapacağım.
351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.