“Şu insan yok mu, şu mağrur insan, En ufak bir otorite kuşansın; bu gafil ruh, en emin olduğunun en cahili olur, ve Yüce Sema önünde öfkeli bir maymun gibi öylesine gülünç numaralar yapar ki Melekleri bile ağlatır.”
İki tarih vardır, biri siyasetin, diğeri edebiyat ve sanatın. İlki iradenin, ikincisi aklın tarihidir. Bundan dolayı ilki genellikle irkiltici ve hatta dehşete düşürücüdür; korku, dehşet, sıkıntı, tehlike, hile, tezgâh, düzen ve en masse korkunç katliamlar. Buna mukabil diğeri her yerde zevk verici, sakin ve asudedir, tıpkı kendi başına akıl gibi, hatta böyle bir tarih yanlış yollardan söz etse bile böyledir. Onun ana dalı felsefe tarihidir. Bu gerçekte onun (bütün seslerin altında yer alan) pes perdeden sesidir, notaları diğer tarih türünde de işitilir ve hatta burada bile esas itibariyle görüşlere yön verir; fakat bu dünyayı yönetir. Bu yüzden doğru anlaşıldığında felsefe, her ne kadar çok yavaş işlerse de en kuvvetli maddi güçtür.
"Kıvamını bulmamış tefekkürün aksiyon kalıbına dökülmesi, getireceği felaket ve musibetler bir tarafa, akametten başka bir şey tevlit etmez." Ahmet Aydoğan
1845 İnsanı hayvandan ayıran bilgi
Bilgiyle insan her şeye uzattı elini
1846 Yürü, hayvan olma, akıllı ol, öğren bilgi
Bilgiyle söyle, doğru tut dilini
Sayfa 153 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okuyor