Sandığa destek vermek için eliyle dokunan adamı Tanrı'nın döverek öldürdüğüne dair kitabımızdaki bölümü anımsayın, çünkü kutsal emanete adaleli ellerle dokunulmasını Tanrı istemez.
Gelgelelim bir haydutun peşinden daima bir başka haydut koşturur, birinin elinden şiddet kullanılarak koparılan bir şey, ondan da yine şiddetle alınır.
Ancak insanoğlu haiz olmanın tutmak olmadığını ve malik olmanın korumak olmadığını unutur her zaman: Nerede ayaklarının altında bir toprak hissetse, oraya evini kurar ve ağaçların kökleri aracılığıyla vatan toprağına tutunmak ister.
Gün geldi göçmekten yorulduk. Çünkü toprağın onu arzulaması gibi, insanoğlu toprağı arzular. Yaban ellerde geçen yıllar ve yıllar sonra Musa'nın bize vadettiği topraklara geldik ve hakkımız olarak orayı sahiplendik.
12 Aralık
Bugün sadece benim değil en sevdiğim yazar, ilk aşkım, beyaz yağmurum, Yıldırım Sesli Manasçı Cengiz Aytmatov'un da doğum günü...
Allah babasıyla başbaşa büyüyen bütün çocukları gülümsetecek o cümlesini bırakıyorum buraya;
"ÇOCUKLUK NE GÜZEL BİR BAŞIBOŞLUKTUR"
Ah bebeğim!
Nasıl kuruluyorum bir bilsen?
Kimse aşık olmadı bu kadar,
Kimse böyle düşmedi,
Kimse bu kadar uçmadı,
Kimse böylesine hür değil,
Kimse bu kadar esir olmamıştır,
Kimse aynen kendisi olmadı,
Kimse kendine yabancılaşmadı.
Bunları hep ben yaptım!
Aklım başımda bir çocukken ve delirmek üzere bir yetişkinken.
Üstelik birinin sayesinde demek isterdim, minnet duugusuyla da yazmak isterdim bunları.
Ama HAYIR!
Ben ne yaptımsa hep tek başınaydım!
KENDİMLE GURUR DUYUYORUM...
Bugün Hayat Kitabımın 24. Sayfasına geçtim.
Sevgi dolu bir sayfa olmasını diliyorum.
Huzur içinde ve umutla okuyacak, kenarlarına ruj lekeleri bırakacağım.
Sabahattin Ali, onun esrarengiz yaşamı, gizemli yapısı, sır ölümü, hatta ruhsal betimlemeleri ve metaforlarındaki kaynak; üzerinde daha fazla düşünülmesi gereken ayrı bir gizem dosyası, bir edebiyat meselesidir...
Zaten edebiyat da başlı başına bir gizemdir.