Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
S.Hasret Yılmaz
S.Hasret Yılmaz
@Mavi_bulutt
Elâzığ
10 Mayıs 2003
137 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Spoiler içerir
İlk önce şunu söylemek isterim ki bilinçlenmek isteyen her insanın mutlaka okuması gereken bir eser. Akıcı bir anlatım ve kolay bir dille yazılmış.
Orwell istenmeyen bir ütopya ile eleştirisini ortaya koyuyor ve adeta bizi uyandırıyor.
Devlet Halk için değil de devlet devlet için olmuş çürük bir siyaset ve ayrıştırılmış bir toplum görüyoruz.
Diktatör bir devletin boyunduruğu altına girmeyen kesim dışlanıp ezilmeye mahkûm ediliyor. Öte yandan bir kesim ise devlete tabi oluyor ve duygularından arındırılmış bir robot şekilde yaşamını sürdürüyor.
Halkının ütopik olmasını sağlayan onlara değer vermeyen bir devlet devlet olmaktan çıkıp zulüm haline gelir. İzler sesler ve bütün güzellikler yavaş yavaş yok olur. Betonlamış ve duygusuz bir halk doğarken üreme git gide azalır ve nüfus düşer. Mutsuz ve sağlıksız bir toplum doğuverir.
Bu nedenledir ki devlet halkının yararına ve sağlığına uygun çalışmalar yaparak halkını koruyup gözeterek gerçek anlamda bir devlet olmalı ve devlet kavramını korumalıdır.
Çürümüş bir siyaset ve yönetim şekli son bulmaya mahkumdur.
Cesaret bir toplumu ayakta tutan ve direnmeye güç kazandıran en önemli faktörlerdendir. Özgür bir toplum özgür bir yaşam her bireyin temel hakkıdır.
Devlet halkı için çalışmalı diyor ve incelememi burada sonlandırıyorum.
Bilinçlenmek için mutlaka okunması gereken bir kitap
Herkese iyi okumalar.
okunması gereken muhteşem bir eser...
Etkileyici bir yaşam hikayesi.
Biraz içerikten bahsetmek isterim.
Ezidi bir kızın sürüklenişi, çektiği acılar, bir gencin ona olan aşkı...
Akıcı bir anlatım biçimi ve sürükleyici bir hikaye. Livaneli göstermek istediği şeyi net bir şekilde sunuyor. Hikâye akıp gidiyor. Bir solukta okunacak eserlerden bir tanesi.
Günümüz de artık insanlar çevresinde olup bitenleri pek dikkate almıyor.
Bu kitap bena ezidi halkının yaşadığı acıları en derinden hissettirdi. Huzursuzluğu okuduktan sonra öğrenmiş oldum. Okuyucusuna bir şeyler kazandıran eserler benim için her zaman bir adım öndedir.
Bir insanın acısını içine almış beslemiş ve o acıyla bütün olmuş bir eser. İnsanın içine dokunuyor ve öğretiyor. Livaneli'nin en can alıcı eserlerinden biridir benim için huzursuzluk.
Kesinlikle tavsiye ediyorum. :)
Yine beni derinden sarsan bir hayat hikâyesi.
Savaşın etkilerini, izlerini eserlerinde çokça taşıyan Stefan Zweig yine savaş ve insanlığa değinmiş. Bir insanın dış görünüşünün nasıl hayatını etkilediğini çok başarılı bir şekilde bize enjekte ediyor. Her zaman olduğu gibi yine savaşın insanların hayatındaki etkisinden mağduriyetinden bahsediyor. Dili çok rahat ve akıcı olan yazar tutumunu burda da devam ettiriyor. Ve içinde akıp gideceğiniz hayat hikayesini size sunuyor. Okumanızı tavsiye edeceğim kitaplar ve yazarlar arasında :)
Keyifli okumalar..
Okur Takip Önerileri
Cahiliye dönemi olarak adlandırılan Hz. Muhammed'ten önceki dönemde geçen bir kız çocuğun hikayesi. Erkeklerin annelere zulm ettiği, kadınlara önem verilmeyen bir çağda annesi erkek çocuk doğurmayan Asiyenin satılış hikâyesi. Babası tarafından iğrenç bir adama köle olarak satılan Asiyenin çektiği acılar. Daha küçük bir kız çocuğu iken sürüklendiği acı dolu yaşam.
Okunması gereken bir kitap.
İyi okumalar..
Din üzerine güzel çıkarımlar var.
Hıristiyanların nasıl davet yaptığı, insanları dinlerine girmeleri için nasıl çaba harcadıkları bu kitapta oldukça açık bir şekilde anlatılmış.
Dinini yani islamı sözde olarak yaşayan bir ailenin kızı hristiyan oluyor ve ailesi büyük bir tepki gösteriyor.
Şundan bahsetmek isterim ki kitap müslümanların tebliğ yapmadığının . Ve yahut davet yapmadıklarını. Çok az bir davet çabasını olduğunu gözler önüne seriyor.
Hıristiyanların dini yönü zayıf inanları serçerek onlara ilk önce kur-an 'dan örnek vererek dine davetini yaptıklarından bahsediyor yazar. İlk önce güzelce başlayıp sonra ise bazı ayetleri vahşice şeylere çevirdeklerinden bahsedip ali imran suresinden bir ayetle örneklendirmiş. Savaş esnasında geçerli olan bir ayeti normal hayatta geçleriymiş gibi anlatarak insanlara islamı vahşi bir dinmiş gibi empoze ettiklerinden ve islamdan uzaklaştırdıklarından bahsediyor yazar. Ve baş karakterimiz hristiyan gülünün bunları anlayıp nasıl islama geri dönüşünü anlatıyor.
Bende hristiyan bir insanla konuşmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki insanlara çok sıcak davranıp hz İsa'nın hikayelerini anlatıyorlar. Hz.Muhammed'i sorunca konuyu kapatıyor ve tek hz İsa diyorlar. Tanrıları ise yehova.
Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum ..
Yazar çok beğendiğim bir yazar değil fakat bu kitabından bilgi edinebilirsiniz.
Genelde böyle kitaplar okumam. Edebiyat hocamın isteği ile okudum. Hristiyan gülü diye bir kitapta okudum Emine şenlikoğlu'nun. Onunla ilgilide inceleme yazacağım.
Öncelikte şundan bahsetmek istiyorum. Bana kadın olmanın ne kadar zor olduğunu anlattı bu kitap. Hep kadının üstünde göstermiş gücünü insanlar.
Yazar bize zamanında baş örtüsüne olan önyargıları ve baş örtüsü taktıkları için neler yaşadıklarını anlatmış kadınların.
İnsan ülkesinde özgürce yaşamayazsa özgürlük denen kelimenin ne anlamı kalıyor artık.
İnsanların özgürce yaşama hakkının elinden alınmasının ne demek olduğunu daha iyi gösteriyor.
Tüm insanlar özgürce yaşama hakkına sahiptir.
Benim kimsenin içkisine, giyimine, dinine, ırkına ve daha bir çok şey var; karışma hakkına sahip değilim.
Tüm insanlar özgürdür ! Ve özgürce yaşamalıdır!
İyi okumalar.
Herkesin okurken çok eğlendiğinde eminim.
Eser bir çok yönden hayata değiniyor.
Biraz içerikten bahsedelim;
Sıkı bir terbiye aldığını söyleyen dayısı Kolağası Hasan Bey olan Murtaza oldukça inatçı ve mesleğini layıkıyla yerine getirmek için çabalıyor. Dayısının yolundan gitmeye ve kanını vatanı için dökmeye hazır bir bekçi.Hayat koşulları onu zorlasa da her zaman işinde gücünde ve ahlâklı çocukar yetiştirme gayesinde.
Çevredeki insanlar tarafından sürekli dalgaya alınan Murtaza' nın öfkesi de oldukça yüksek.
Dürüstlüğü tercih ediyor.
Murtazanın en bilinen, diline dolanan, sürekli söylediği cümleler var:
"Yukarıda Allah, Ankara' Devlet hem da Hükümet, burda da ben!"
"Ben gördüm çok sıkı kurs, aldım amirlerimden terbiye, hem da takdirname!"
"Derler bana Murtaza"
"Munzır vatandaş"
V.s
Konuşması ile oldukça komik bir karakter.
Devleti ve vatanına da oldukça bağlı.
Orhan Kemal'in kaleminden çıkan ve filmlere konu olan bu eser oldukça eğlenceli.
Herkese tavsiye ederim.
Farklı bakış açısı ve yazım tarzıyla yazar kendini kanıtlıyor.
Eseri ilk okumaya başladığınızda size farklı gelebilir fakat okumaya devam edince eseri anlamaya başlıyor ve keyif alıyorsunuz. Yusuf Atılgan kendine has tarzıyla güzel bir eser çıkarmış.
Birazda içeriğe değinmek istiyorum;
Eserin baş karakteri olan C.'nin hayatının bir kısmını ele alıyor yazar.
C.'nin aşk hayatı kişiliği aylaklığı anlatılıyor.
Ona kalan mirasla geçimini sağlıyor ve çalışmıyor.
Aylaklığa farklı bakış açısı kazandıran yazarın bu eseri oldukça sürükleyici.
Herkese okumanızı tavsiye ediyorum.
İyi okumalar..
İlk cümlem şu olacak. "Eğer ilk okuyacağınız Canan Tan eseri bu ise okumanızı tavsiye etmem" Nedeni ise Canan Tan bu eserinde diğer eserlerinden özet akışı oluşturarak hepsini bir araya toplamış. Yani okumak isterseniz önce eserde geçen romanları okuyup sonra bu eseri okumalısınız. Yoksa onları okumadan bu eserden öğrenmiş oluyorsunuz. Meselâ yazarın "Pembe ile Yusuf" ve ya "Piraye" adlı eserlerini okumadan bu kitaptan okumuş kadar oldum her ne kadar özet olsa da.
Eserin içeriğine gelecek olursak diğer romanlarındaki erkek karakterleri ve acıları bu eserde toplanıyor.
Pansiyonun korosunda bir araya gelen erkeklerin hayat hikâyesinden bahsediyor yazar.
Ben kitabı beğendim fakat diğer romanlarını okuduktan sonra okumak isterdim.
Önerim ilk okuyacağınız Canan Tan romanı bu olmasın. İlk önce diğer romanlarını da okuyun.
İyi okumalar.
Sürükleyiciliği ile insanı olayın içinde hissetiren bu kitap gerçekten çok özel.
Genelde halkın sorunlarını hikâyelerinde oldukça belirgin anlatan yazar Sabahattin Ali bu eseri de roman olmasına rağmen halkın köylünün içinden çıkmış gibi
Daha küçük bir çocukken ailesi ölen Yusuf adında bir çocuğun hayatını anlatan bu eserle bir maceranın içinde gibi hissettim kendimi. Bir aşk hikâyesinin bu denli akıcı olabildiği nadir eserlerden.
Yazar Sabahattin Ali bu eserinde de hemen konuya girmemiş ve yavaş yavaş Yusuf'un yeni hayatından çevresinden ve üvey babasından bahsetmiş. Olayları akışına bırakmış diyebiliriz.
Eser akıcı olmakla birlikte gerçekçiliğinden de ödün vermiyor.
Akıcı ve güzel bir roman sizleri bekliyor. Keyifli okumalar.
Stefan Zweig savaş konusunda olan hassasiyetini bu kitapta da oldukça belli ediyor.
İnsan özgürdür diyor yazar. İnsan yapmak istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda değil diyor kısaca aslında.
Kitabın baş karakteri Ferdinand' ın yaşadığı bir tür durum içinden piskolojik olarak nasıl etkilendiğini ve kafasında dönen şeyleri açık bir dille dile getiriyor.
Kitap bir çok duyguyu içinde barındırıyor.
"Unutma ki sen özgür olmayı yeterince istediğin sürece karşında kimse duramaz. Kim ki onlar? Kötü kalpli aptallar! Ama özgür olmayı yeterince istemez ve kendini onlara teslim ederden işte o zaman asıl aptal sen olursun! "
Özgürlük duygusunu içinde bolca barındıran bu kitap insanlara ders verir niteliğinde.
Okuyunca pişman olunmayacak bir yazar ve kitabı.
Herkese iyi okumalar...
