- Böyle bir şaheser hakkında ne inceleme ne de yorumda bulunmak haddime bile değil ama içimden geçenleri belirtmek istedim..
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü:
Gece huzara doğru üfler nefesini
uçak sesleri
köpek havlamaları
sarhoş naraları..
Gece telaşın bitişidir biraz
sokak lambaları sessizce yanar
ay izler uzaktan
Gün doğumu melankoli ölümü bir sabaha yeniden..
Güneş ne doğurur her sabah ve neyi ölü yaşatır?..
Kuş sesi,
vapur iskelesi,
vicdan meselesi
ve martılar..
İzmir sen misin baharı gömen heybende;
sen misin siren sesinde çığlık çığlığa
ve sen misin ESHOT kuyruğunda beklenen zaman?.
Yağmur damla damla,
toprak çamur çamur;
çipil çipilim
ki
ayaklarım iki duvar,
iki ağaç,
iki sandal;
dibi delik..
Boğuluyorum..
"Sanatçı güzel şeyler yaratandır.
Sanatı gözönüne serip, sanatçıyı gizlemek sanatın amacıdır.
Eleştirmen, güzel şeylerden edindiği izlenimi başka bir biçime ya da yeni malzemeye dönüştürendir.
Eleştirinin -en alçak olduğu oranda- en yüce olan biçimi bir tür özyaşam öyküsüdür."
Sayfa 11 - Engin Yayıncılık, 1996, Nihal Yeğinobalı çevirisiKitabı okudu