Eco'nun, birçok kişi gibi beni de hayran bırakan kitabı Gülün Adı'nı çağrıştıran güzel bir post-modern roman.
Bazen bir köpeğin, bazen kırmızı rengin, bazen bir katilin ağzından anlatılmaya devam eden cinayetle çerçevelenmiş hayat kesitlerini çok beğendim fakat Gülün Adı betimleme ve tasvir yönünden beni mest eden bir romandı. Kaleyi, kütüphaneyi beraber adımlıyor gibi hissetmiştim. Benim Adım Kırmızı'ya gelirsek; çevre betimlemeleri, tasvirler daha çok olsun isterdim. Gözümde canlanan kocaman bir kitap olsun isterdim. Heyecanın, kaygının, korkunun, kıskançlığın tarifleri güzel olsa da dış dünyayı da böyle canlı görmek isterdim.