Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Melike ⠀ ོ⠀⠀ོ

Melike ⠀ ོ⠀⠀ོ
@Mimozza
Bir şarkı büyütüyorum, ömrüme benzeyen sabah kadar uçuk, akşam kadar acı rengi dört mevsimin uyumsuz karışımı acemi bir şarkı... umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum... #46390916
210 syf.
9/10 puan verdi
Bir hayat hikayesi okumamış da sanki Yaşamış gibi
Uzun zamandır beni bu kadar duygulandıran ve başından kaldırmayan bir kitap okumamıştım. Canım Youqing, Fengxia, Erix ve Kugen çok daha iyi bir yaşamı hakediyordunuz. Kitaba gelecek olursam köy yaşamını tüm doğallıyla anlatmış yazar. Karakterler o kadar güzel betimlenmiş ki gözümüzün önüne kanlı canlı beliriyor. Konu tamamen hayata dair yaşamın her alanı ele alınmış. Doğumlar, ölümler, umutlar, mutsuzluklar ve her şeye rağmen isyan etmeyip hayata devam etme. Okumuş gibi değilde yaşamış gibi hissettiren bu kitabı başlangıçta anlamadığım ama sonunda acı bir şekilde anladığım alıntıyla bitirmek istiyorum. "Erxi, youqing, hadi bakalım, kaytarmak yok. Jiahzen ve Fengxia ne güzel işliyor toprağı, Kugen bile beceriyor bu işi."
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,1bin okunma
Reklam
261 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Vahşetin Egemenliği
Mina urgan’ın son sözü ile yazdığı inceleme sonrası ne söyleyebilirim ki? Adeta aklımdan geçenleri, üzerinde durmadığım bağlantıları, yazarın da biyografisiyle harmanlayıp sunmuş. Mina Urgan’ın gözlemlerinden: “Belirli koşullar altında yetişkinler böyle davranabilirler, ama altı ile on iki yaş arasındaki küçük çocuklar, uygar dünyanın baskısından
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,1bin okunma
125 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Çok eski bir hikaye ve öyle kalması dileğiyle...
Bu eserin yeri bende, Zorlu PSM kanalının "Dijital Sahne" serisindeki hırçın kız'ın modern yorumuyla bambaşka... Birce Akalay ile Serkan Altunorak performanslarıyla beni büyülediler. bkz. youtu.be/JAz_napmAhM Ayrıca Birce Akalay'ın oyun sonrasında söyledikler beni çok etkiledi, aynen aktarıyorum: ÇOK
Hırçın Kız
Hırçın KızWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20124,172 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Zamansız bir Ayna...
Öncelikle biraz Victor Hugo' dan bahsetmek istiyorum... hayatını araştırırken resmi olarak aziz ilan edildiğini ve Hz. Muhammed için yazdığı destanı görünce şaşırdım. Hatta bu destan günümüzde bile Fransa'da gerçek anlamdaki tek destan niteliğinde. Kitabımız Sefiller'e gelince: Kitapta Hugo'nun hayatından bir çok iz bulunmakta ve kesin olarak şunu söyleyebilirim ki kitaptaki tüm kahramanlar birer tipleme, o kadar güzel ki bu kahramanları unutacağımı sanmıyorum; Grovche, Eponine, Cosette, Marius, Piskopos, Mabeuf ve tabi kiii JEAN VALJEAN... kitabı okurken keşke şuan Jean Valjen'ın yanında olsam da sımsıkı sarılsam dediğim çok oldu... Dostoyevski'nin Alyoşa(cığım) karakterinden sonra tanıdığım en harika karakter oldu. Ayrıca kitabın giriş kısmında Victor Hugo'nun İtalyan yayıncıya mektup kısmında bu kitap için: "Sefiller kitabı bir ayna, sizi yansıttığı gibi bizi de yansıtıyor. Bazıları, bazı kastlar bu kitaba isyan ediyor. Bunu anlıyorum. Gerçekleri söyleyen aynalardan nefret edilse de, bu onların işe yaramadıkları anlamına gelmez." diyor gerçekten de Fransa penceresinden tüm dünyayı yansıtıyor. " 14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler." Dünyanın adaleti bu kadar işte...
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,1bin okunma
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Jane… Janet… Ne kadar güzel bir şeysin sen… Kitabı bitirdiğim zaman, gözlerime yaş, yüzüme de bir gülümseme eşlik ediyordu. Hiç sıkılmadan her sayfasını yutarcasına ama bitmesini istemeyerek okudum. Nefret, inanç, saf sevgi temaları o kadar güzel, sahici işlenmiş ki yazarın kalem gücüne hayran kalmamak elde değil. Gel gelelim baş karakter Jane Eyre’ye: Kendisi küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş dayısı tarafından bakımı üstlenmiş ancak dayısının ölümü ile yengesinin himayesine kalmıştır. Daha küçük yaşta yengesi tarafından dışlanmış dayı çocuklarının türlü işkence ve baskısına maruz kalıp o evde sürgün hayatı yaşamıştır. Yengesinin ona beslediği nefret o kadar büyük ki görmeye bile katlanmayıp onu yatılı okula gönderiyor. Jane’in asıl hikayesi ise bu yatılı okuldaki eğitimini bitirip mürebbiye olarak Thornfield Malikanesine gitmesiyle başlıyor… Çok sevdim Jane’nin karakterini, duruşunu, düşünüşünü, incelememi de Jane’in çok sevdiğim alıntısıyla bitirmek istiyorum: “Kendimi umursuyorum ben. Ne kadar yalnız, ne kadar kimsesiz, ne kadar kolsuz kanatsız kalırsam, kendi kendimi o kadar sayacağım.” Veee son olarak kessinlikle okunmaya değer, okunulması gereken bir kitap. Teşekkürler CHARLOTTE BRONTÊ
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,1bin okunma
Reklam
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
'Mademoiselle Albertine gitti!'
Sanırım bu serinin beni en etkilemiş olan kitabı. Proust genel olarak tüm seride yaptığı psikolojik çözümlemelerini bu kitapta tam olarak hissettiriyor. Kaybettiği sevgili Albertinesinin yokluğu, bıraktığı boşluk, yaşadığı acı ve bununla birlikte eşlik eden vicdan azabı... Duygular o kadar yoğun ve gerçekçi aktarılmış ki yazarla birlikte ben de Albertineyi kaybetmiş kadar oldum... “Öleceğimiz düşüncesi, ölmekten daha korkunçtur, ama en korkuncu, bir başkasının öldüğü düşüncesidir;” "Onsuz yaşamak, eve dönüp onu bulamamak, onun içeride olmadığını bilerek odasının önünden geçmek, ona iyi geceler dilemeden yatmak..." Anıları tekrar tekrar yaşamak, geçmişe dönmek, Albertine'nin o yokken neler yaptığını hayal etmek ile uzun bir zaman geçiriyor yazar ve belirtiyor: “Bir acı, sonuna kadar yaşanmadıkça geçmez.” diye o da sonuna kadar yaşıyor bu acıyı ve en sonunda acıyı zamana gömerek ve artık yokluğa alışarak "Artık sana aşık değilim" diyerek başarıyor yazar içine düştüğü bu karanlık dünyadan kurtulmayı...
Albertine Kayıp
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,178 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
1071 günde okudu
Tutunması zor bir kitap ama Tutunanlar mutlu...
“Beni anlamıyorlar!” diye çırpındığımız bu dünyada, “Kitaplardan” daha anlamlı ne var, bilmiyorum… Kaç senedir kitaplığımda olan ilk aldığımda okuyup yarım bıraktığım sonra araya zaman girmesiyle tekrar elime alıp yine yarım bıraktığım ve nihayet karantina sürecinde bir oturuşta okuduğum muhteşem ve benim için çok özel bir eser. Canım Oğuzcuğum Atay… Herkesin bir dönem tutunamadığı anlar oluyor ama tüm hayatını böyle yaşayanlar... Tutunamayanların ana karakterlerinden biri, Turgut Özben ve iç sesi Olric. Turgut Özben'in içinde bastırdığı benliği, bir zamanlar çok yakın dostu olan Selim Işık’ın intiharından sonra ortaya çıkıyor. Ve bu intihara neyin sebep olduğunu bilmek, anlamak için Selim’in hayatına yolculuğa çıkıyor. Selim gibi olmak, Selim gibi düşünmek… İşte burada Selim’in tutunamamasına ve artık Turgut’un da bir tutunamayan olma yolunda ilerlemesine şahit oluyoruz. Yazarın hayali, konuya hakimiyeti, kelimelerle olay anlatımı bence çok etkileyiciydi. İnsana kendisini sorgulatması ayrı bir güzeldi... Kitapta gecen mektup, şiirler, üslubunu ve kurgusunu düşündüğümde böyle bir anlatıma, dehaya hayran olmamak imkansız. Biraz yorucu bir kitap, kafa yorar, düşünce yorar, yüreğinizi yorar…
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yavaş güzeldir...
Kemal Sayarın okuduğum ilk kitabı. Dili öyle güzel, yalın ve akıcı ki adeta okumaya ara veremiyorsunuz. Vurgulamak istediği kısımları şiirsel bir dille tekrarlayıp eğlenceli bir hale getirmiş yazar. Bu yüzden okurken çok keyif aldım. Hem dünyanın hem de kendimizin içinde bulunduğu temel problemler çok enfes bir şekilde tespit edilmiş. Bir çoğuna aşina olduğumuz halde, tespitler çok yerinde ve bir çok noktada da çözüm de sunulmuş. "Her şey çok hızlı gerçekleştiğinde kimse hiçbir şeyden emin olamaz, kendisinden bile" diye yazmıştı Kundera, Yavaşlık adlı romanında. Gerçekten de hız bizi uyuşturuyor. Artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Aslında bütün varlığımızla hiçbir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. Hızlandıkça zaman kazanmıyor, sadece parçalanıyoruz. Kendimizi bulmak için hayatın kendi ritmine geri dönmeye ihtiyacımız var. İşte bu yüzden, kendi kendimize "Yavaşla!" diyoruz. Çünkü yavaş güzeldir…
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20159,4bin okunma
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
"Hepimiz potansiyel birer deli değil miyiz zaten?"
Epeydir okumak istediğim ama sürekli sakin bir kafayla okumak için ertelediğim bir kitaptı. Ve o sakin ortamı karantinada buldum. Hem psikoloji okuyan biri hem de bir kitapsever olarak kessinlikle şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitap. Okuyun… Okutun… Kitap, bir akıl hastanesinde türlü hastalik ve hezeyanların pençesinde kivranan kadınlar koğuşunu Deborah'in yaşamı özelinde ele alıyor. Oldukça gerçekçi ve açık anlatımıyla okuyucuyu etkisi altına almayı da başarıyor. Yazarın kendi genç kızlık döneminde şizofreniden dolayı hastanede yattığını ve aslında anlattığı hikayenin kendi hikayesi olduğunu öğrenince daha bir sevdim bu kitabı. Çünkü orada bir mücadele, bir yaşam savaşı vardı. Hem de görünmeyen düşmanlarla yapılan çok daha zorlu bir savaş. Bu kitap, akıl hastalıkları konusunda insanı düşünmeye itiyor. Bedendeki herhangi bir sıyrık için etrafımıza toplanıp bize yardım edecek bir sürü insan bulabiliriz. Bir süre herkes hasta olduğumuz için bize müsamaha gösterir, çalışıyorsak izin alırız filan. Ama ruhumuzdaki sıyrıklar görünmezdir. Belirtileri fark edildiğinde ise insanların yardımdan ziyade bizden kaçtıklarını, bizi tecrit ettiklerini görebiliriz aslında. Çoğu insan ruhta açılan sıyrıklarla ilgilenmek istemez. Bu da ruhsal hastalıklara sahip olan insanlarda sağlığı daha çok tehdit eder ve onları dünyadan uzaklaştırır.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114bin okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
1063 günde okudu
Baş karakterimiz Grenouille, daha gözlerini açar açmaz annesinin onu ölüme terk etmesiyle zor bir hayata başlar. İlk sütannesinin kokusunun olmadığını keşfetmesiyle rahibe geri getirdiği bebeğe bakmak için başka bir sütanne bulunur. Bu kadın sütanneliği meslek edinmiş ve aynı anda birden fazla bebeğe kendi evinde ücret karşılığı bakmaktadır. Ücret
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201821,8bin okunma
Reklam
516 syf.
·
Puan vermedi
Gerçek müzeler Zaman'ın Mekan'a dönüştüğü yerlerdir.
“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum...” Cümlesiyle başlayan “Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım...” Cümlesiyle biten, kitabın başkarakterlerinden Efsun’un adı gibi Efsunlu bir kitap. Orhan Pamuk’un okuduğum ikinci eseri ve yazara hayran kalmamak elde değil. Masumiyet müzesini okumadan önce araştırmamıştım. O yüzden kitabın ortasında bir müze bileti gördüğümde çok şaşırdım ve hemen gidip araştırdım. Ve ne göreyim gerçekten de Masumiyet Müzesi varmış . Hem çok şaşırdım hem çok mutlu oldum gidip hemen gezmek ve kitapta bahsedilen eşyaları görmek istedim. Müzeye girmek için de kitaptaki bileti göstermek yeterli. Kemal’e kızarak başladığım hikayede, Kemal’e acıyıp Füsun’a kızarak bitirdim. Kafamda acaba saplantı mı, yoksa aşk mı, belki her ikisi de bilemiyorum ama eğer kemal saplantılıysa kitabın sonundan da anlayacağımız gibi füsun da en az kemal kadar saplantılıydı, eşya ile anın, hislerin birleşmesi, bunu böylece bu şekilde aktarılması, dil betimlemeleri, ruhsal gözlemleri her şeyi ile çok iyiydi.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,1bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Yarım kalan bir yaşam ve yarım kalmış bir kitap...
Clarissa, Stefan Zweig’ın ölümünden 39 yıl sonra yayıncısı tarafından bıraktığı notlardan yola çıkarak tamamlanan son kitabı. Öyle büyük bir hüzünle okudum ki... özellikle son sayfasını bitirdikten sonra üstüme bir ağırlık çöktü. Çünkü yazar bu kitabı yazarken intihar ediyor. Hem bir okur için hem insanlık için ne büyük bir kayıp. Clarissa ile birlikte bende yarım kaldım sanki. Çünkü bana göre yarım kalan sadece kitap değil hem Clarissa hem de zweig'tı. Bir kere daha kadının gücünü gördüm bu kitapta bir kere daha iliklerime kadar hissettim çaresizliği. Bir kadının kendinden başkasına ihtiyacı olmayıp içindeki güçle neler başarabileceğini gördüm. Ah Clarissa! Keşke böyle olmasaydı oysa sen ne çok hak etmiştin aşkınla mutlu olmayı.. Aşkından değil de kendinden vazgeçmeyi göze alan bu kadını asla unutmayacağım...
Clarissa
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713,6bin okunma
1088 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Karamazov Kardeşler
5-6 yıldır kitaplığımda olan önceleri kalınlığından dolayı(1072 sayfa) okumaya korktuğum son 2 yıldır hep elime alıp 20-30 sayfasından sonra okuyamayacam diyip bıraktığım kitap. Yine aynısını yapıyordum, kitabı aldım okumaya başladım yok dedim bunu okuyamıyorum ben... Sonra tesadüfen kitapla ilgili bir bilgi çıktı karşıma ‘Freudu çok etkileyen kitap’ kesinlikle dedim 6. Şansı vermeliyim. İYİ Kİ İYİ Kİ İYİ Kİ ... şans vermişim ve güzel kalpli Alyoşa ile tanışmışım. Fyodor Dostoyevski önsözünde Alyoşadan kahramanım diye bahsediyor ama alyoşanın sıradan biri olduğunu bu yüzden okuyucuların onu neden kahramanı olarak seçeceği yönünde tereddütleri var. İyi ki hayatıma girdi Alyoşa ❥ benim de kahramanım oldu. Kitabın kalınlığından dolayı okumakta tereddüt eden varsa kessinlikle hiç beklemeden okusun. *Alyoşeçkamdan* “Size kendi içinizde iğrenç görünen bir şey, ancak onu içinizde fark etmenizle temizlenir.”
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202034,5bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Veronika Ölmek İstiyor mu?
Veronika'nın hayatına girip başarısız bir intihar girişiminden sonra kendini akıl hastanesinde bulmasını orada her gün ölümü bekleyişini bu zaman zarfında aslında gerçekten de ölmek istemeyişini “O hapları aldığımda nefret ettiğim birini öldürmeye çalışıyordum. İçimde başka, sevebileceğim Veronikalar olduğunu bilmiyordum.” Sözleriyle görüyoruz onu anlamaya çalışırken bir yandan depresyondaki Zedka'yla tanışıyoruz bir yandan da panik atak krizleri geçiren Mari'yi ve tabi şizofren Eduard' ı da unutmamak gerek. Bu kişiler kendi yaşam amaçlarını sorgulayıp nasıl bu duruma geldiklerini anlamaya çalışırken birde bakıyorsun ki sende kendi hayatını sorguluyorsun. Hayatındaki şeylerin istediği gibi gitmediğini, ruhunun bir yerlere sıkışıp kaldığını düşünen kişilerin bu kitabı bekletmeden okuması gerektiğini düşünüyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim..
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 201577,1bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Ölümle yaşam arasındaki sınırda...
“Dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir kadın sıfır noktasında kıskıvrak bekliyor. Umutsuz, çaresiz, ölümle yaşam arasındaki sınırda.” Uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı. Yazarına dair herhangi bir bilgim olmasa da konusu ilgimi çekmişti. Mısırlı bir kadın olan Firdevs’in hayat karşısındaki duruşu beni derinden etkiledi. Çocukluğundan beri hayatın bütün zorluklarıyla kötülükleriyle karşı karşıya kalmış bir kadın. Düşünün ki başı hiç okşanmamış babası tarafından, hiç bir erkek tarafından sevilmemiş, sevilmenin ne demek olduğunu bilmemiş Firdevs... Erkekler tarafından hem fiziksel hem de sözsel şiddete uğrayan ama tüm bu zorluklara rağmen boyun eğmeyen kadının hayatına değinilmiş bu kitapta. İncelememi Firdevsin çok doğru bulduğum bir tespitiyle bitirmek istiyorum: “Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır. Özgürlüğüm onları öfkelendiriyordu. Hâlâ istediğim, hâlâ korktuğum ya da hâlâ özlediğim bir şey kalmış olması hoşlarına giderdi. O zaman beni bir kez daha köleleştirebilirlerdi.”
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,4bin okunma
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.