Tabakta kalan pirinç sayısı kadar çocuğumuz olacağına inanıyor annem.O üç tane bırakmış, üç çocuğu olmuş.Ben bir tane bırakıyorum tek çocuk iyi diyorum ısrarla iki tane bıraktırıyor, kardeşsiz büyümesin çocuk diyor.Her pilav yediğimizde pirinçten çocuğumun yanına bir tane de pirinçten kardeş bırakıyorum.Abim itliğine beş tane bırakıyor.Annem ‘’yavrum bakamazsın beşine birden ye onların ikisini üç tane iyi ye o iki çocuğu ‘’ diye yalvarıyor masada.Öyle böyle saçmalıklar değil ama alıştık .
Hayat bir deniz,ömür bir kayık,başarı ise balığa benzer.Kürekler ve yelkenler ise hayatı kontrol araçlarımızdır.Denizdeki dalgalarını hareketini kontrol edemeyiz ama kürekleri kullanma derecemizi seçebiliriz.Üstümüzde esen rüzgarları biz yönlendiremeyiz ama yelkenlerimizi tutma şeklimizi biz seçebiliriz.elbette kürekleri denize atıp kendimizi suyun akışına da bırakabiliriz ama istemediğiniz bir noktaya süreklendiğinizde kaderimizden şikayet etmek adil ve mantıklı olmayacaktır.