Kendini boşuna harcamış olur insan,
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendinin ki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.
Gökler kızmış insanoğlunun ettiklerine,
Yıkacaklar nerdeyse kanlı dünyasını.
Saate bakarsan gündüz şimdi:
Ama karanlığa boğulmuş göğün lambası.
Ya gecenin zaferi bu,
Ya da gün utanıyor doğmaktan.
Karanlıklar sarmış dünyamızın yüzünü
Diri aydınlıklar öpecekken.
Sokağımsan
Ben anahtarı çevirdiğim zaman
Kapanan evin kapısı değil,
Senin kapın olsun açılan.
Adresimsen,
Mektuplarım doğru dürüst gelsin;
İki kişi telefonla konuşurken
Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel
Geçmiş yok sayılabilirdi belki; pişmanlıkla, inkarla, unutularak yapabilirdi insan bunu. Fakat gelecek kaçınılmazdı. İçinde felaket şekillerde ortaya saçılacak arzuları, kötülüğünün gölgesini gerçeğe dönüştürecek hayalleri vardı.