Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Müge Uncu Gül

64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dışarıda bir kahve içmeye çıktığım bir saatimi çok keyifli geçirmemi sağladı. Okurken biyolojiyi ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Şunu en baştan söylemem gerekir ki biyoloji ve türler ile çok ilginiz ya da bilginiz yoksa bu kitaptan hoşlanmayabilirsiniz ! Ben çok çok severek okudum. İçinde bir çok farklı türden bahsediyor. Bilmediğim tüm türleri internetten bakarak okudum. Ayrıca haritalardan nerede olduklarını takip ettim. Darwin'in biyoloji için en önemli yolculuğuna eşlik etmek büyük bir keyifti. Kitap 'Beagle Yolculuğu' adlı kitaptan alınmış bazı kesitlerden oluşuyor. Bulursam kitabın kendisini de mutlaka alıp okumak istiyorum. Darwin, dahi bir doğa bilimci. 1830'larda çıktığı Beagle yolculuğunda bir birçok gözlem ve keşif yaptı. Bu gezi süresince tuttuğu günlüğünden bir kısım okumak bir biyolog için inanılmaz!
Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
Lapa Lapa Kelebek YağıyorduCharles Darwin · Can Yayınları · 20201,216 okunma
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Konusu ilgi çekici olsa da başta farklı biçimsel teknikleri bir arada kullandığı için okumaya biraz çekinmiştim. Ama okumaya başladığımda ne kadar yanıldığımı anladım. İlk elime aldığımda bırakamadan yarısını bitirmiştim bile. O kadar duru akıyor ki keyifle okunuyor. Bay Lloyd, İrlanda'nın bir avuç insan yaşayan ufacık adasına resim yapmak için gelen İngiliz bir ressam. Jean-Pierre Masson ise Gaelce'nin kaybolmaması için uğraşan ve çalışmalar yapan bir Fransız. İkisi aynı adada buluşunca tabii ki bazı sorunlar çıkıyor. İngiliz'in ve Fransız'ın aralarındaki benzerlikleri görmeden birbirleri ile sürtüşmeleri bana gülünç geldi. Sömürgeciliklerini yarıştırıyorlar sanki... Kitap İrlanda'nın heryerinde büyük patlamaların olduğu ve hergün insanların öldürüldüğü bir dönemde geçiyor. İngilizlerin İrlanda'yı kuşatması gibi İngilizce de yavaş yavaş Gaelce'yi esir alıyor. Adada yaşayan ve 3 kuşağını bir arada gördüğümüz ailede bunların etkisini çok net görebiliyoruz. Bir dilin, dil ile beraber halkın yavaş yavaş nasıl asimile olduğunu, fark etmeden nasıl İngilizleştiğini anlatıyor. İngilizlerin, İrlandalılara maddi ve manevi nasıl baskı yaptıklarını da görüyoruz. Ayrıca Bean Ui Fhloim'in Masson ile röportaj yaptığı bir sahne vardı ki galiba en sevdiğim bölümlerden biriydi. Toplumun ne kadar yüzeyselleştiği çok güzel anlatılmış.
Koloni
KoloniAudrey Magee · Delidolu Yayınları · 2023147 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ambra Garlaschelli'nin muhteşem illüstrasyonlarıyla süslenmiş bir öykü kitabı. Yazarı zaten Ben, Kirke ve Akhilleus'un Şarkısı kitaplarından tanıyoruz. Galateia, kadının baştan yaratılması üzerine bir efsane. Açıkçası ben daha önce duymamıştım ve bu kitap sayesinde öğrendim. Bir heykeltraş, kendi istekleri doğrulusunda bir kadın heykeli yapıyor ve bu heykel canlandığında, ona kendisinin esiri gibi davranıyor. Heykeltraştan bir kızı olduğunda ise onun da aynı şeyleri yaşamaması için çözüm bulmaya çalışıyor. Gerçekten kısacık bir öykü ama bence muhteşem bir roman olurmuş. Çok kısa olduğu için biraz yüzeyseldi. Ben bu efsaneyi kesinlikle  daha detaylı olarak okumayı isterdim. Ama bu kadar kısa olmasına rağmen çok etkileyiciydi. Gündemimizdeki olaylarla o kadar örtüşen bir konu anlatılıyor ki okurken sinirlenmemenin imkanı yok. Yarım saatim var, kahvenin çayın yanına dili basit, hızlıca okuyabileceğim bir kitap alayım diyorsanız, doğru bir seçim olabilir.
Galateia
GalateiaMadeline Miller · İthaki Yayınları · 20222,930 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Elime alıp bırakamadığım kitaplardan biri. Kara mizah ve polisiyenin harmanlanmış hali ki bu en sevdiğim türlerden biri olur. Mitat, kırkına merdiven dayamış, minyon, yapayalnız, görünmez, beceriksiz, hayattan soyutlanmış biri. Bu durumun farkında olduğu için de kendini apandisit olarak tanımlamayı tercih ediyor. Bir gün üst komşusunun ölümüne sebep olduğunu düşünüyor ve kendini suçlamaya başlıyor. Ama işin peşini de bırakmıyor ve kendince dedektifliğe soyunuyor. Bunları yaparken de iyice paranoyaklaşıyor. Katil için güçlü bir adayım vardı okurken ve sonunda yanılmadığımı gördüm. Fakat altında yatan nedeni asla tahmin edemedim. Karakter odaklı bir roman olmasına rağmen kurgusuyla insanı sürüklüyor. Özellikle son 50 sayfayı soluksuz okudum. Geç tanıştığım ama tanıştığım için çok mutlu olduğum bir yazar oldu. Tüm kitapları da okunacaklar listesine girdi.
Kimdir Bu Mitat Karaman?
Kimdir Bu Mitat Karaman?Doğu Yücel · Can Yayınları · 2017889 okunma
736 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Uzun zamandır hem kalınlığından dolayı hem de Eco'nun bir ortaçağ uzmanı olarak bilgisinden dolayı okumaya çok korktuğum bir eserdi. Ama korkmama hiç gerek olmadığını okuyunca anlamış oldum. Kitap William ve Adso'nun bir cinayeti çözmek için manastıra gelmesi ile başlıyor ve bize bu olayın çözülme sürecini 7 gün şeklinde bölümlerle anlatılıyor. Ama işin aslı bu kadar basit değil. Arka planda inanılmaz bir orta çağ atmosferi hakim. Başladığımda ilk 200 sayfa benim için alışma faslı oldu. Sonrasını ise 2 günde okudum.  Soluksuz okudum kavramını bu kitap için rahatlıkla söyleyebilirim özellikle 6. bölüm itibariyle inanılmaz hızlı aktı. William'ın Sherlock tarzı olay çözümlemelerine hayran kaldım. En sevdiğim bölümler ise dinlerle ilgili yaptığı sorgulamalardı. Hristiyanlık üzerinden anlatılmasına karşın tüm dinlerin aslında ne kadar birbirine benzediğini bir kez daha görmüş oldum. Okurken beni yoran yerleri de oldu. Mesela bir tablonun uzun uzun betimlenmesi beni sıktı. Tarikatların amaçlarını, kuruluşlarını tüm detaylarıyla vermesi okumamı yavaşlattı. Sorun benim bu konular hakkında hiç bilgim olmamasıydı tabii ki. Sonuç olarak hayranlıkla okuduğum, herkese önerebileceğim bir kitap oldu.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
İçinde duygusal olarak zorlayan hikayelerin bulunduğu kısacık bir öykü kitabı. Daha ilk öyküsüyle içimi kanattı resmen. Tüylerim diken diken oldu genç bir kızın çaresizliğini okurken, ki en çok etkilendiğim öykü de bu oldu galiba. Yaşanan özellikle ailesel sorunları, karakterlerin hislerini çok net aktarmış. İki üç sayfalık hikayeler okurken 500 sayfalık kitap okumuş kadar etkiliyor insanı. Güçlü bir empati kurdurarak boğazınıza bir yumruk oturtuyor. Benim için iç karartıcı, psikolojik olarak yorucu ama güzel kitaplar arasına girdi
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül ŞeylerYalçın Tosun · Yapı Kredi Yayınları · 20181,344 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Şermin Yaşar'ın kalemini çok seviyorum. Kendisinden okuduğum 3. kitap Deli Tarla. İçlerinde en sevdiğim kitap da bu oldu galiba. Çok naif, çok içten yazıyor. Beni en çok etkileyense aslında çok gündelik, yaşanan şeyler olmasına karşı çok farklı yönlerini işliyor. Hem tebessüm ettirip hem de hüzünlendiriyor. Ne yazsa benim içime işliyor galiba. Bu kitapta hikayelerin birçoğunu çok beğendim diyebilirim. Kitap okumaya yeni başlayanlar için de güzel tercihlerden biri olacağını düşünüyorum. En sevdiğim hikaye bulaşık makinesi yerleştirmemek için 2 tane alıp birini kirli birini temiz olarak kullanan, valiz taşımamak için tüm kıyafetlerini üstüste giyen bir tembeli anlatan 'Marş Marş' oldu. Diğerlerini şöyle sıralayabilirim; Babalarından miras kalan tarlayı neden istemediklerini anlamak için merakla okuduğum 'Deli Tarla' Hüzünlü hikayesi ile 'Adieu Hala' Beni oldukça güldüren  'Bir Garip Kül Kedisi Masalı' Temizlik hastası bir kızın evlilik macerası ve kocasından imkansız isteğini anlatan 'Çitile' Güzeller güzeli ama çekilmez bir kadın ve kocasının hikayesini anlatan 'Geçinip Gidiyoruz İşte'
Deli Tarla
Deli TarlaŞermin Yaşar · Doğan Kitap Yayınları · 20205,3bin okunma
115 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Öyle güzel bir zamanda okudum ki bu kitabı bana şifa gibi geldi, okuyamama halimi alıp götürdü. Çok naif, çok sakin ama bir o kadar da etkileyici. Temel olarak bir çocuğun annesini kaybettikten sonra, babası ile beraber ordan oraya savruluşunu okuyoruz. Bu hayat yolculuğunda gittikleri farklı farklı kasabalarda tanıştıkları insanları, sevdiklerini, başına bela olanları, oralarda yaptıkları işleri okuyoruz. Okumayan bir tek ben kalmışım gibi hissettiğim bir kitaptı. Yazardan da okuduğum ilk kitap oldu. Devamının geleceği, okumaya başlar başlamaz da kesinleşti. Bir günde okuyup bitirdiğim ve beni etkileyen kitaplar arasında diyebilirim. Çok sade bir dille yazılmış, çok samimi bir hikaye. İnanılmaz akıcı ve çok hızlı okunuyor.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,2bin okunma
50 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
O kadar etkileyici kısacık bir hikaye ki bitince keşke daha uzun olsaydı diye düşündüm. Resimlerle zenginleştirilen kitabı okumak da çok keyifliydi. İnsana, doğa için yaptığı şeylerin muhteşem geri dönüşlerini gösteren, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmanın önemini anlatan bir hikaye. 7'den 70'e herkesin okuması gereken kitaplardan. Üstelik yazarın, kitabının herkes tarafından okunabilmesi için telif istemeden tüm ülkelere dağıtması hayranlık uyandırıcı.
Ağaç Diken Adam
Ağaç Diken AdamJean Giono · Everest Yayınları; 1. basım · 20211,941 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Çocukken okuduklarımı saymazsam, okuduğum ilk çizgi roman desem.  Genelde çok tercih etmediğim bir tür. Çünkü ben daha detaylı içerikleri okumayı daha çok seviyorum. Çizgi romanlar da malum çok detaylı olamıyor. Ama çok keyifle okuduğumu da söylemem lazım. Pilgrim, 23 yaşında işsiz, parasız, bir grupta gitar çalan bir genç. Bir liseliyle çıkarken, tanıştığı Ramona Flowers aklını karıştırır. Ayrıca Ramona'nın sorunlu eski erkek arkadaşları vardır ve bunlarla uğraşmak zorundadır. 13 yaş üstü tüm okuyucuların rahatlıkla okuyup, keyifli vakit geçirebileceği bir çizgi roman. Çizimleri çok güzel. Kitabın sonsözünde yazar,  bu çizgi roman kahramanlarını ve mekanları, öyküyü nasıl şekillendirdiğini çizimlerle ve fotoğraflarla detaylı bir şekilde anlatıyor. 90'larda ergen olan yazar, çevresinden arkadaşlarından oldukça etkilenmiş. Bu kısım benim inanılmaz hoşuma gitti.
Scott Pilgrim’in Değerli ve Basit Hayatı - 1
Scott Pilgrim’in Değerli ve Basit Hayatı - 1Bryan Lee O'malley · İthaki Yayınları · 2022178 okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
January Scaller, babası ile birlikte zengin bir koleksiyoner olan Cornelius Locke ile birlikte yaşamaktadır. Babası, Locke için dünyanın heryerinden kıymetli parçalar toplamaktadır ve January genellikle tek başınadır. Bir gün babasının ortadan kaybolması ile birlikte tüm hayatını değiştirecek bir hareket yapar. Tat kaçıran olmaması açısından konuya çok derinlemesine giremesem de farklı dünyalara açılan birçok kapı bulunmaktadır ve January bunların farkına varmıştır. Konu, kurgu çok iyiydi Kitap güzel başladı aslında ama sonra 100'e kadar bi akmadı gibi. Yazarın diline alışmak biraz zamanımı aldı belki de. Özellikle, January, bulduğu kitabı komple okuyup bize aktardığında biraz sıkıldım diyebilirim. Fakat 200'den sonra öyle bir açıldı ve heyecanlı hale geldi ki elimden bırakamadım. Fantastik severlere tavsiye edilir.
On Bin Kapı
On Bin KapıAlix E. Harrow · İthaki Yayınları · 202179 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Tek kahvelik, 60 sayfacık kısa klasiklerden. Hikaye 1826 senesinden, yani yeniçeri ocağının kaldırılmasından önceki dönemde geçiyor. Behram Ağa'nın arkadaşları tarafından kandırılıp yolunu kaybedince, yanlışlıkla bir eve girmesi ve orada yaşananlar anlatılıyor. Dili sadeleştirilmiş olsa da bana başta bir tık ağır geldi. 10. sayfadan sonra daha anlaşılır oldu sanki. Yer yer gülerek okuduğum, sevdiğim bir kitap oldu. O dönemin adetlerini, yaşam tarzını okumak benim hoşuma gidiyor. Bilmediğim birçok şeyi öğreniyorum. Türk klasiklerini sevenler için güzel bir seçim.
Dolaptan Temaşa
Dolaptan TemaşaAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,546 okunma
1062 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
Ahh Anna Anna... Lisede okuduğumda seni anlayamadığım için tekrar buluştuk yıllar sonra. İyi ki de buluşmuşuz artık aramız daha iyi galiba. Kitap temel olarak, evli ve çocuklu bir kadının başka birine aşık olması ve akabinde gerçekleşen olayları anlatıyor diyebirim. Ama tabii ki sadece bir aşk, entrika romanı değil aynı zamanda o dönemin siyasi yapısını, olayları, toplum yapısını da anlatıyor bizlere. Oldukça detaylı bir anlatımı olmasına rağmen çok akıcı ve hızlı okunuyor. Araya başka kitaplar almam gerektiği için okumam biraz uzun sürmüş olsa da normal şartlarda bir hafta on günde bitecek bir kitap. Dili hiç ağır değil, gayet anlaşılır, çeviri zaten harika. Tat kaçıran olmaması için sahnelerden bahsedemesem de bazı yerleri okurken kahroldum. Ve Kiti en çok üzüldüğüm karakterdi galiba. Gözünüz korkmadan başlayabileceğiniz bir klasik. Şimdiden keyifli okumalar.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,1bin okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Gençlerin yaşlıları ezdiği, kanunların uygulanamadığı, herkesin zorbalık yaptığı korkunç bir distopya yaratmış yazar. Ana karakterimiz olan 15 yaşındaki Alex ve çetesinin yaptıkları benim sinirlerimi çok bozdu. Açıkçası okurken midem bulandı diyebilirim. Bir de kitap aşırı derecede argo. Bu konuşma şekli bana çok itici geldi ve buna kitap sonuna kadar da alışamadım. O dünyayı aktarmak için gerekli belki ama ben yine de sevemedim. Bir de gariptir ki o sinirlerimi bozan Alex'e kitabın sonlarına doğru acıdım. Çünkü Alex gibi kötü insanları Ludovico dedikleri ilginç bir yöntemle iyi birine dönüştürüyorlar ya da dönüştürdüklerini sanıyorlar. Görüyoruz ki zorla hiçbirşey olmuyor. İyilik insanın içinden gelmeli... Kitabın bir de ilginç hikayesi var. Burgess, kendisine kanser teşhisi konulduktan sonra karısına para bırakabilmek için kısa sürede birçok kitap yazıyor. Otomatik Portakal da bunlardan biri. Burgess'ı büyük bir üne kavuşturuyor. Tabii sonra yanlış teşhis olduğu ortaya çıkıyor ve ünlü bir yazar olarak hayatına devam ediyor. Not: Otomatik Portakal'ı birçok kişi filminden de biliyor olabilir. Ben filmi görsel açıdan çok beğendim. Rengarenkti evler, mobilyalar, giysiler... Kitabı okurken daha kasvetli, daha virane bir dünya hayal etmiştim. Bence güzel bir uyarlama olmuş. Kitabın üstüne kesinlikle filmini de izlemelisiniz.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
264 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
2018 yılında yazılmış bir apokaliptik roman Salgın. Çin'in Shenzhen bölgesinden yayılmaya başlayan, mantar sporlarının solunmasıylainsanlara bulaşan bir salgın hastalık olan Shen hummasını anlatıyor. Aslında tam olarak salgın odaklı ilerlemiyor ve bu çok hoşuma gitti okurken. Evet insanların ne hale geldiğini neler yaşadığını anlatıyor ama acındırmadan, zombi klişelerine girmeden yapıyor bunu. Baş karakterimiz Candace Chen'in hayatı üzerinden ilerliyor. Sadece bir salgın değil aynı zmaanda bir göç hikayesi de diyebiliriz belki. Eski zamanlara dönerek bazen çocukluk, bazen işe başlamadan öncesi, bazen de salgının ilk günlerine dönerek karakteri bize tanıtıyor. Kitabın sonlarına doğru Candace hakkında şaşırtıcı bir gerçek öğreniyoruz. Bu durum karşısında Bob'un tavrına pek anlam veremedim. Okuyan arkadaşlara burdan sorayım sizce neden o şekilde davrandı ? Kitabın sonu açık bırakışmış, ikinci kitabın da geleceğini düşünüyorum. Bakalım Candace'in macerası nasıl devam edicek.
Salgın
SalgınLing Ma · İthaki Yayınları · 2020363 okunma
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.