︎ Murat2

︎ Murat2
@Muratx2
Lise
Denizli, 13 Kasım
14 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
264 syf.
7/10 puan verdi
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre
7.9/10 · 22,4bin okunma
Reklam
Ben Kızıl değilim, Kara değilim, Beyaz değilim, Sarı değilim. Ben Hıristiyan da değilim, Yahudi de değilim, Müslüman da değilim, Mormon da değilim, çok karılı da değilim, eşcinsel de değilim, anarşist de değilim, boksör de değilim. Bir kadına, sevdiğim ve hoşlandığım için sarılırım, yoksa nikâh cüzdanım olduğu için ya da cinsel aç dolaşıp durduğum için değil. Çocukları dövmem, balık tutmam, karaca ya da geyik avlamam. Ama isteyince, rahat rahat on ikiden vururum. Briç oynamam ve öğretimi yaymak için, ziyafet vermem. Benim öğretim doğruysa, kendiliğinden yayılacaktır. Benden daha iyi yapacak değilse, işimi tabipler başkanına bırakmam. Ve keşfimi kim benden iyi yapar, kim yapamaz, buna ben karar veririm. Bir anlamı varsa, her türlü yasal kurala uyarım, ama eskimiş ya da anlamsızsa, ona karşı mücadele ederim. (Hemen savcıya koşma, küçük adam! Çünkü o da aynı şeyi yapar, eğer namuslu bir adamsa.) Çocukların ve gençlerin, bedensel sevginin mutluluğunu yaşamalarını ve rahatsız edilmeden zevk almalarını, isterim. lyi kötü dindar olmak için, aşk hayatını öldürmek, ruh ve beden kasılmasına, büzülmesine ya da çürümesine uğramak gerektiğine inanmıyorum. Senin "Tanrı” diye adlandırdığın şeyin,gerçekten var olduğunu biliyorum, ama senin sandığından başka türlü: Uzaylarda kozmik enilk enerji olarak, bedeninde Sevgi olarak, senin dürüstlüğün olarak ve kendi içinde ve dışında doğayı duyumsaman olarak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar ölümsüz olsalardı, Doğa için yeni bireyler yaratmak imkânsız olmaz mıydı? Eğer Doğa varlıklara ölümsüzlük bahşetmediyse, yok olmaları Doğa'nın kanunlarından biridir. Doğa için yok etmek vazgeçilemeyecek kadar gerekliyse ve ölümün ona sağladığı bu fayda olmadan yaratamıyorsa, bu noktada ölümle ilintili bulduğumuz yok etme düşüncesinin gerçek olmadığını anlarız; gerçek bir yok oluş yoktur; canlıların sonu olarak nitelendirdiğimiz şey gerçek bir son değildir artık, basit bir dönüşüm, maddenin mutasyonu, bütün modern filozofların Doğa'nın birincil yasalarından olduğunu bildikleri bir durumdur. Bu yadsınamayacak ilkelere göre, ölüm, bir biçim değişikliğinden ötekine, bir varlıktan diğerine geçmekten ve Pisagor'un "ruh göçü" olarak adlandırdığı şeyden ötesi değildir.
Doğmadan önce, biçimsiz maddenin ayırt edilemez bir parçasından başka bir şey değildin. Ölümden sonra, öylece, bu bulanık hale geri döneceksin. Yeni varlıkların şekil verileceği hammadde haline geleceksin. Bu doğal süreçte acı olacak mı? Hayır! Haz? Hayır! Şimdi, bunda korkacak bir şey var mı? Kesinlikle hayır! Ve hâlâ insanlar ahirette acıdan korunma umuduyla dünyada hazzı lanetliyorlar. Budalalar ölümden sonra acı ve hazzın varolamayacağını kavrayamıyorlar: kozmik anonimliğin hissizlik durumu var: bu nedenle, hayatın kuralı “keyfine bakmak' olmalıdır!
Reklam
Asya'nın bilinmeyen bir köşesinde isteklerini bildirmek, en ikiyüzlü ve en batıl inanclı insanları mürit,en alçak, en gülünç ve en düzenbaz işçileri temsilci olarak seçmek, mesajı öyle bir karıştırmak ki anlaşılmasını imkânsız kılmak, mesajı sadece küçük bir grup insana öğretip kalan herkesi karanlığa terk etmek ve karanlıkta kaldıkları için de onları cezalandırmak... Hayır, Therese, hayır, hayır, bunun gibi gaddarlıklar bizim kılavuzumuz olamaz. Bunlara inanmaktansa bin kez ölmeyi yeğlerim. Ateizm şehitler istediğinde, onları seçerim ve kanım akmaya hazır.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.