Kitap okumak, şiir yazmak, resim yapmak, ... Sadece boşluğa bakmak, anlamsızca,bomboş... Kendini bu güzelliklerden yoksun bırakmak,... Yalnızlığa ve karanlığa bürünüp dipsiz bir kuyuya düşmek....
Yitirildiği düşülen hakların ve imkanların tamamı Allah'a aittir. Cenab-ı Hakk da kendisine ait bu hakları, mecbur olmadığı halde karşılıgında cennet gibi bir mükafat dahi vererek, insandan emaneten geri almaktadır. Bundan rahatsızlık duymaya kimin hakkı olabilir?
Evet, kainatın altı evrede yaratılması, ağaçların bir yılda yeşermesi, kış ve yazın belli sürelerle gelmesi gibi tabiatın her yanındaki kanunlar bize, her şeyin zamanla kayıtlı olduğunu, takdir edilen vakit gelmeden dertlerin sona fısıldamaktadır.
Wimbledon Tenis Turnuvasının il siyahi şampiyonu Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı hastalıktan dolayı ölüm döşeğindeyken , hayranlarından biri,"Allah böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?" diye sorar. Arthur Ashe'nin cevabı şu olur. "Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar,5 milyonu tenis öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50'si wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tuttuğum zaman Allah'a ''neden ben?" diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Rabbime hangi yüzle"Neden ben?" diyebilirim."