Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

My Book world

Doğru yolu bulmak için kaybolmak gerekir... Labirent içine giren kaybolsun ve dolaşsın diye yapılır. Ama labirent, o aynı kişiye yeni bir plan çizmesi, ve labirentin gücünü yok etmesi için bir başkaldırıyı da düşündürür. Bunu başardığı takdirde insan labirenti yıkacaktır: onu boydan boya geçen biri için labirent yoktur.
Reklam
Keşke her şey ikiye bölünebilse... Böylece herkes bön ve cahil bütünlüğünden kurtulabilse. Bir bütündüm ben ve her şey doğal, karmakarışık ve anlamsızdı gözümde: her şeyi gördüğümü sanıyordum, oysa gördüğüm bir kabuktu yalnızca. Eğer bir gün kendinin yarısı olabilirsen, ki bunu bütün gönlümle dilerim, bütünlüğü olan beyinlerin sıradan zekasını aşan şeyleri anlayacaksın...
İnanç ve duygulara dayanan herhangi bir dogma başkaları üzerinde kullanılırken bile tehlike doğuracak bir silahtır, çünkü bu silahın sahibine yönelmeyeceği asla garanti edilemez.
Sayfa 273Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
, ... kimi kandırıyorsun?Önyargı ne zamandan beri kendinden başka yasa tanır oldu?
Sayfa 266 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
"Anılar aniden hatırlandıkları zaman insanın içini sızlatır."
Sayfa 252 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğer karanlıkta kalanlar ışığı reddediyorsa, bu onların ışığa ihtiyaç duyduğunun en büyük göstergesi değil midir?
Sayfa 227Kitabı okudu
"Her şey yolundayken disiplini sağlamanın övünülecek bir yanı yoktur. Asıl mesele ölümle yüz yüzeyken düzeni koruyabilmekte. "
Sayfa 225Kitabı okudu
"Başarıya giden yolda planlama tek başına yeterli değildir. İnsan koşullara göre tavır almayı da bilmeli."
Sayfa 219Kitabı okudu
O kadar ıstırap çekmiş, o kadar perişan olmuştu ki aldığı darbeler canını fazla yakmıyordu artık .
Şiddet, beceriksizlerin başvurduğu son çaredir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken, doymak bilmez bir avuç insana memleketin bütün zenginliklerini sömürten bir devlette mutluluk olamaz.
Sayfa 192Kitabı okudu
... fırtına ikiye ayırıncaya dek ağaç gövdesinin ne denli çürümüş olduğu anlaşılmaz, sapasağlam görünür göze.
Bunları okuyacak olursan bilmeni isterim ki bir zamanlar, tüm bu kelimeler yerine senin yanımda olmanı, dünyanın tüm mavileri yerine yanı başımda senin durmanı tercih ederdim.
Goethe maviyi canlı ama neşesiz bir renk olarak tanımlıyor. "Şenlendirmektense huzursuz ettiği söylenebilir. " o zaman maviye aşık olmak bir huzursuzluğa aşık olmak mıdır? Peki yapısı gereği aşkınıza karşılık veremeyecek bir şeye aşık olmak nasıl bir budalalıktır?
Gel gör ki tüm arzuların özlem içerdiği yanılsamasına düşmemeli. "Maviyi tasavvur etmeyi bize yanaştığından değil, bizi peşinden sürüklediği için severiz," diye yazmış Goethe, belki de haklıdır. Ama benim derdim zaten içinde yaşadığım bir dünyada yaşama özlemi değil. Mavi şeylerin hasretini çekmek istemiyorum, hele ki "mavilik" peşinde hiç değilim. Hepsinden öte, seni özlemeyi bırakmak istiyorum.
Geri115
240 öğeden 226 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.