Upuzun psikolojik tahliller, betimlemeler içinde boğulmadan küçücük bir anda kelimelerin anlamını hissediyorsun.77 sayfaya sığdırılmış bu psikanalizde bir insanın geçmişini,yaşadığı zamanı ve geleceğini görebiliyorsun.
Ben Dr.B’nin yerine , o otel odasına yerleştim.son 9 senedir yalnız yaşayan biri olarak yalnızlıktan ürktüm.Çünkü bu yalnızlığımla yanımda en azından, kitaplarım,müziğim ve yabancı dizilerim var ..
Yalnızlığımı gideren aslında ne insanlarmış ,ne eşyalarmış, tek çaresi aslında kelimelermiş.
Duyu organlarımızın temelinde betimlemek var. Gördüğümüzü , işittiğimizi , duyduğumuzu, kokladığımızı, tattığımızı herşeyi betimleyerek anlatmaya çalışırız. Tek gerekli olan şey ise kelimeler...
Düşünün her gün aynı duvara , aynı masa örtüsüne , aynı renklere bakıp , aynı oda da kokusuzluğu , sessizliği hissediyorsunuz. Örüntü gibi tekrarlayan bir kısır döngünün içine düşüyor bir çok şeyin tarifini unutuyorsunuz. Kelimelerin yerini hiçlik alıyor ..
Hitler döneminin işkencelerinden bir türüne kitapta rastlamış olduk.Sevgili Zweig bize SATRANÇ’ta savaş, işkence ve hiçlik üçlemesinde ki atmosferi fazlasıyla verdi.Çok geniş bir psikoloji birikimine sahip olduğunu bu eserinde yaptığı tüm analizlerinde görmüş olduk. Dr. B’nin yaşadıkları, hissetikleri ve onda ki kalıcı hasarı eserde fazlasıyla hissetmiş oldum ve ilk kez yazarın intiharının sebebini bu eserinde anlamış olduğumu ve bu kitabın beni derinden etkilediğini söylemeden geçemeyeceğim.
Tüm okuyan arkadaşlara keyifli okumalar dilerim ..