Mutlu Göğebakan

Mutlu Göğebakan
@NeviShsnMnhsr
Yönetici
Tarih
Ankara
3 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Bektâşîler
Vâhidî'nin Bektâşiler üzerine yazısı bu grubun ilk belgelenişidir. Vâhidî'nin betimlemesine göre Bektâşilerin kafa ve yüzleri tıraşlı idi. İki el eninde ve iki el boyunda beyaz keçeden on iki dilimli sivri kavuk gidiyorlardı. Bu kabuklar önden ve arkadan yarılmış tepede "Seyyid Gâzî taşı"ndan (lületaşı?) Yapılma omuzlarına kadar inen uzun yün püskülleri olan bir düğme ile süslenmişti. Kavuk kıvrımının dört yanında (1) "Lâ ilâhe illâllâh", (2) "Muhammed Resulullah", (3) "Ali Mürteza" ve "Hasan Hüseyin" yazılı idi. Dervişler kısa, basit keçe cüppe giyerlerdi. Davul, def ve sancak taşır, ilâhi söyler ve dua olurlardı. Bektâşîler, Vâhidî'nin bildirdiği gibi, bir ağacın tepesinde kırk yıllık zühd ve çilesi sonucu yüz ve başındaki bütün kılı yitirdiğine inandıkları tinsel önderleri Hâcı Bektâş'ın örneğine uyarak kafa ve yüzlerini tıraşlı tutardı. Kavuklarını Hâcı Bektâş'a boyun eğmişliklerinin simgesi olarak da giyerlerdi. Gene buna benzer bir biçimde kavuklardaki yazılar Peygamber, Ali, Hasan ve Hüseyin'i ululama aracı olarak tasarlanmıştı. Kavuktaki düğme insan kafası simgesi idi, çünkü Bektâşiler "kafaları kesik ölüler" (ser-bürîde mürde) idi: ölmeden önce ölmüşlerdi.
Reklam
Ruh Adam
"Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."
WWII
Of his cunning, they would say, " İsmet can keep a hundred foxes in his had and stop their tails from becoming entangled." He was the man who gave away nothing. It was a useful attribute in the years of the Second World War.
Sayfa 27

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kesin inançlılar
Tarihi gerçekleri içinde duymuş olmak bir kimsede devamlılık anlayışı yaratır. Geçmişi ve geleceği hayalinde iyice canlandırmış olan kesin inançlı kişi, kendisini, geriye ve ileriye doğru sonsuz uzayan bir şeyin parçası olarak görür - sonsuzluğa giden bir parça. "Şimdi"nin, dolayısıyla kendi hayatının, elden gitmesi onda önemsizleşir.
Sayfa 95
Eşref Efsanesinin Sonu
Şimdi gelelim kağıt üstünde kendine yeni bir persona yaratan ve bu personayı- şartlarında elverişliliği sayesinde- kendi yerine geçirmeyi başaran Eşref'in bunu yaparken gerçekliği nasıl dönüştürdüğü meselesine. Eşref'in kaleminin üç marifeti vardır: Yalan, çarpıtma ve karartma. Eşref, istediği türde bir geçmişe ve kimliğe kavuşmak için öncelikle yalana veya fanteziye başvurur.
Sayfa 268