Nedir yaşam? Bir delilik! Nedir yaşam? Bir yanılsama! Bir gölge! Bir masal! En önemli şeyin bile önemi yok, çünkü bir rüyadır bütün yaşam...
Calderon - yaşam rüyadır
Yaşam gezinen bir gölgeden ibaret;
Zavallı bir komedyen, bağıra çağıra
Saatini doldurur sahnede ve bir daha
Duyulmaz olur sesi; bir ahmağın anlattığı
Masaldır bu, avazı çıktığınca, hiddetli
Ve hiçbir anlamı olmayan.
Shakespeare - Macbeth
"... doğmadan önce yaşanan bütün savaşlar, bütün o acılar onu ne kadar ilgilendirir?"
"Hiç."
"O zaman, sonrası niye ilgilendirsin ki? Dertsiz bir uykuya dalacak. Tek farkı bu uykudan uyanmayacak."
yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".
dolaplarda, pardon "locker"larda aynı
Sokrates'in annesinin ebe olduğu söylenir. O da kendi yaptığı işi ebelik sanatıyla karşılaştırmıștı. Çocuğu doğuran ebe değildir ne de olsa. Ebe sadece doğum sırasında orada bulunur ve doğuma yardımcı olur. Sokrates de insanların doğru kavrayışı "doğurmasına" yardımcı olmayı görev bilmişti. Çünkü gerçek bilgi, kişinin kendi içinden gelmek zorundadır. Başkalarına aktarılabilecek bir şey değildir. Sadece insanın kendi içinden gelen bilgi gerçek "kavrayış"tır.
"İnsan her şeyin ölçüsüdür." demişti Sofist Protagoras. Bununla kastettiği; hak ve haksızlığın, iyi ve kötünün hep insan ihtiyaçlarına göre değerlendirilmesi gerektiğiydi. Yunan Tanrılarına inanıp inanmadığı sorulduğunda da şu cevabı vermişti: "Tanrılar hakkında birşey bilmeme imkan yok. Çünkü pek çok şey böyle bir bilgiyi engelliyor. Konu çok zor ve insan ömrü çok kısa." Tanrı'nın olup olmadığını bilemeyeceğini söyleyen birine agnostik (bilinemezci) diyoruz.