Nikbin Hanım
@NikbinHanim
O kadar hızlı yaşıyoruz ki, bazılarımızın ölmeye bile vakti yok...
İlahiyat + Çocuk Gelişimi
Bolu
469 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Savaş öncesinde Kore; çeşitli salgın hastalıkların yaşandığı, okuma yazma oranı düşük olduğu ve sanayileşmenin olmadığı bir ülkeydi. Tıpkı bizim köy gibiydi. Bizim köy gibi olan bir bölgede babam neden savaşmalıydı? Orada da dedeme ve köy hanesine benzeyen insanlar vardı. Bir ağacın gölgesinde sohbet ediyorlardı, bir çeşit kahve içiyorlardı, bu insanların hastalıktan ölen çocukları vardı, aşkları vardı, evlilikleri vardı, ölümleri vardı, kaderleri vardı. Dünya değişiyordu ve değişen dünya, aynı kadere sahip insanları birer piyon gibi birbirine vurdurtuyordu… 
Şu topraklarda; atalarımızın, âriflerin ve âlimlerin hakları var. Bu ruhların bizlere miras bıraktığı hakların habbesini daha hiçbir haramiye yedirmez. Kokuşmuşluğun hiçbir hücresini içimize zerre çekmeyiz. Turgut Uyar’ın bir şiirinde nazire yapacak olursak: kesmedik, biçmedik, dikmedik, gitmedik… İğnelerimize iplik geçirdik ve bekliyoruz; hem de âriflerin tertemiz ruhlarına yaslanarak…
Anadolu’ya ve bağrında gömülü olan tüm âriflere, âlimleri
🪷Çaresiz hissettirmekte vebaldir. Çünkü; kanmayı, sanmayı, yanılmayı kolaylaştırır..
🪷“Dua müminin silahıdır…” Ve iyi kalmak bir duadır..
🪷 Yaşadıklarımız, yaşadığımız duygular kıymetlidir. Onları bir öğrenme biçimine dönüştürdüğümüzde, daha empatik, kendini daha iyi ifade eden ve problem çözme gücü yüksek bir hale gelebiliriz. Çünkü ancak o zaman yaşadıklarımızın yalnızca bize ait olmadığını fark ederiz. Hep söyledigim gibi her duygunun bir son kullanma tarihi vardır. Yaşayın, tecrübeye dönüştürün ve bitirin. Son kullanma tarihi geçen ürünler nasıl kokuşuyorsa, son kullanma tarihi geçmiş duyguları içimizde taşımak da benzer bir etkiye sebep olur. Bu son kullanma tarihi gelene kadar o duyguyu yaşamak için vaktimiz var demektir..
Okur Takip Önerileri
İsterseniz kişi başına düşen utanç hisselerini alınlarımız arasında pay edebilirsiniz.
İsterseniz şahsiyetli kaybetmenin bütün romanlarını tedavülden kaldırabilirsiniz.
İsterseniz doğmamış çocukların fikrî geleceğini yüzyıllık ipoteklerle karartabilirsiniz.
Siz kendinizden haberdar değilsiniz
Siz kendinizle hiç konuşmuyorsunuz .!
“Neyse ki yarın var /
Umutların en sevdiği gün.”
-Sezai Karakoç
“Bir insan kilitli olmayan ama içeriye doğru açılan bir kapıyı boyuna itiyor ve çekmek aklına gelmiyorsa odada hapistir.”
-Wittgenstein
“Kim bilir? Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında durduğumuz içindir.”
-Tanpınar
“Kainatta her şeyi RABB’imizin hizmetinde ve emrinde olan bir asker hükmündedir. İnsan için ‘çaresizlik’ ve ‘çıkmaza girmişlik’ kainattaki dengeleri yerinden oynatabilecek güce sahip bir hazinedir. Çaresiz insan, bir çok çaresi olan insana nazaran daha güçlüdür.
Çünkü kurtulma yolları olan insan, çıkış yollarına ve kendine güvenirken, kurtuluş çaresi kalmayan birinin yalnızca RABB’ine güvenmekten başka seçeneğin yoktur. İşte bu yüzden daha güçlüdür ve kurtuluşa başkalarından daha yakındır. Duadan başka silahı kalmamış birinden daha güçlü bir ordusu yoktur dünyanın.
“Kafeste doğan kuşlar,
uçabilmenin bir hastalık olduğunu düşünürler.”
-Jodorowsky
“Mahzun olma. Cenab-ı Hâk sadece fillerin değil,
kurtların, çakalların değil, karıncaların, arıların, kuşların da RABB’idir.”
-Dücane Cündioğlu
“Ok ancak geri çekilerek atılır.
Hayat sizi zorluklarla geri çekiyorsa
sizi daha büyük bir şeye fırlatmak içindir.”
-Paulo Coelho
“ Depremler ve savaşlar olmasaydı daha güzel olmaz mıydı dünya? Hiroşima olmasaydı daha sevimli bir yer olmaz mıydı yeryüzü? Tsunamiler olmasaydı, Moğol istilası olmasaydı, Osmanlı yıkılmasaydı.. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin şehit edilmesilerdi, daha hayırlı olmaz mıydı? Kendi kişisel hayatımıza göz gezdirmediğimiz zaman da, keşke şu sınavı
“ Merkez Efendi Hazretleri’nin mantığıyla söylersek, kainat da her şey olması gerektiği gibidir, merkezindedir. Eksik, yanlış, kusur ve noksan gibi görülen her şeyin mükemmel hikmetleri vardır. Kusur, eserde değil, ona bakan bakışların darlığındadır. Cenab-ı Hakk’ın, yani o büyük sanatçının ortaya koyduğu her detay bütündeki sanata mükemmel bir şekilde hizmet etmektedir.”