I
Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum
Ötesi yok.
II
Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.
Sizler gibi yaşlanıp hala gençliğimdeki gibi cahil olduğumu görene kadar sürekli aynı şeyi tekrar ede ede her şeyden habersiz, mutlu mesut yaşayamam ben.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzak kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gel sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı,
Ben gene sana vurgunum.
İtilmiş, tekmelenmişim,
Doğduğum günde yanmışım,
Yalnız sana güvenmişim;
Ben gene sana vurgunum.
Korku kültüründe sevginin olması pek olası değil çünkü sevginin tanımında dikkate alınacak iki koşul vardır:
1. İnsanı olduğu gibi kabul ederek emek ve zaman vermek,
2. Olduğu gibi kabul ettiği bu insanın mutlu olmasını istemek.
Bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.
İnsan sabahtan akşama kadar olmayacak şeyleri bekler durur, ama olmaz. Tekrar tekrar bekler. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. Yalnız kalır insan. Yalnız.. Yalnız…