Venüs

Venüs
@Notre_Dame
1 Nisan 1998
19 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Belki de ciddiyetle yaklaştığı tek şey, Regine ile olan ilişkisiydi - ki zaten bu ciddiyet, onu kesin bir ayrılığa, yüz çevirmeye sürüklemişti. Gel gelelim bu ayrılık, Kierkegaard'yu daha sonraları iki şeye dönüştürecekti; öncelikle oldukça üretken ve gerçekten de sıra dışı bir yazara; ve sonra Kopenhag sokaklarında yalnız başına gezinen çırılçıplak bir ruha... Bunların ikisi de Kierkegaard idi; bir yanı üreten, bir yanı tükenen... Ölüm, bir kez daha yakınsanmıştı...
Reklam
Kendi yaşamının koşullarından, yani melankolisinden, kederinden, ıstırabıdan, kaygısından; yani onu o yapan bütün şeylerden, bir başkası için vazgeçemezdi. Bir başkası için, kendi olmaktan vazgeçemezdi.
Şuna inanıyorum ki akılları baştan alan bu ilk karşılaşmalarda Dan ve kadın, birbirlerinde gördükleri şeyler konusunda yanılıyorlardı. Her biri kendi yalvaran, yaralı bakışının yansımasını görüyor, onu arzu ve bütünlük sanıyordu. Her biri kanadı kırık bir yavru kuştu ve başka bir kanadı kırık kuşa sarılarak uçmaya çabalıyordu. İçlerinde boşluk hisseden insanlar hiçbir zaman bir başka eksik insanla birleşerek iyileşemezler. Tersine, iki kırık kanatlı kuşun eşleşmesi hantal bir uçuşa yol açar. Uçmasına yardıma sabır yetmez; er geç birbirlerinden ayrılmalı ve yaraları ayrı ayrı sarılmalıdır.
Sayfa 210Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nietzsche'den alıntı yaparak, insanın biriyle ilk karşılaştığında onun hakkında her şeyi bildiğini, daha sonraki karşılaşmalarda ise kendini, kendi bilgeliğine körleştirdiğini söylemişti. Belki de bir ilk karşılaşmada korumalar iniktir; belki insan karşısındakine henüz ne tür bir kişilik giydireceğine karar vermemiştir. Belki de ilk izlenimler gerçekten ikinci ve üçüncü izlenimlerden daha doğrudur.
Sayfa 209Kitabı okudu
Proust'un dediği gibi bu yaratığı o çok arzuladığın niteliklerle tıka basa doldurdun sen. Kendi yarattığın şeye aşık oldun.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Gerçekten sevilmek, anımsanmak, bir başkasıyla sonsuza dek birleşmek ölümsüz olmaktı ve varoluşun canevindeki yalnızlıktan korunmaktı.
Sayfa 188Kitabı okudu
Elbette karısı onun hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. Elbette onun hareketlerini ve yazışmalarını merak ediyordu. Ama yaşamı hakkında en masum bilgi kırıntılarını bile paylaşmayı reddederek onun merakını kamçılayan Dave'in kendisiydi.
Sayfa 178Kitabı okudu
Kendi yaşamının koşullarından, yani melankolisinden, kederinden, ıstırabından, kaygısından; yani onu o yapan bütün şeylerden, bir başkası için vazgeçemezdi.Bir başkası için, kendi olmaktan vazgeçemezdi.
Tanrı hayatınızın mutluluğunu sevgi ile öldürdü.
Sayfa 133Kitabı okudu
Artık öğrendiği bir şey vardı: Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
Ama bir hayal yoksulu olmayı asla istemem. Hayır Momo bu cehennemden farksız. Bunun için olduğum yerde kalmayı yeğliyorum.
Sayfa 233Kitabı okudu
Sana şunu söyleyeyim Momo, -Hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir.- Hele benim ki gibi olursa! Artık hayal edecek hiçbir şeyim kalmadı. Sizlere dönsem bile artık orada hiçbir işe yaramam. Her şeyden bıktım ben.
Sayfa 232Kitabı okudu
"Hayır, Momo," diye karşılık verdi Hora Usta, "bu saatler sadece benim eğlencem. Bunlar her insanın göğsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca. Çünkü nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur! Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.
Sayfa 179Kitabı okudu
"Bu doğru değil!" diye hırsla bağırdı yabancı çocuk. "Annem ve babam beni çok severler. Vakitleri olmuyorsa ne yapsınlar. Bu iş böyle! Bana çok pahalı olduğu halde bu radyoyu bile aldılar. Bu, beni çok sevdiklerinin ispati değil mi?
Bunlar elbette, Momo'nun arkadaşlarının, hele kendisinin hiç sahip olmadığı çok pahalı oyuncaklardı. Bunlar en küçük ayrıntılarına kadar öyle ince düşünülerek yapılmışlardı ki, çocukların hayal kurmalarını gerektiren bir yanları kalmamıştı.
102 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.