Eski Ahit'in Vaiz bölümünü düşünürken buldum kendimi: "Her şeyin bir mevsimi, gökler altındaki her olayın bir zamanı var. Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var. Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var... "
O halde siz aşıksınız, yani hem arzu ediyor, hem arzu etmiyorsunuz. Aşk insanı kendine düşman yapar. Sonuca ulaşmanın sizi hayal kırıklığına uğratacağından korkuyorsunuz. İlahiyatçıların dediği gibi eşikte durmaktan zevk alıyor, gecikmenin keyfini çıkarıyorsunuz.
Bazen kendimin, varlığımın her zamankinden daha az bilincinde olduğumu dehşetle fark ettim. Bu duygu o kadar yeniydi ki ilk başta çok şaşırdım. Sürekli birine George Dedlow olup olmadığımı sorma isteğine kapılıyordum. Ama böyle bir soruyu sorduktan sonra aptal durumuna düşeceğimi gayet iyi bildiğimden, durumumu konuşmaktan kaçınıyor, duygularımı daha keskin bir biçimde analiz etmeye çalışıyordum. Zaman zaman kendim olma konusundaki eksikliğim o kadar ağır basıyordu ki acı çekiyordum.