Adler Bireysel Psikolojisinin kurucusudur. Bireyin bölünemez, bir bütün olarak ele alınmalı vurgusunu yapmıştır.
Adlere göre ' birey ancak toplumla kaynaşıp iç içe girerek birey niteliğini kazanır.'
İşte bu kitap bireyi ele almıştır ama bütünsel olarak. Yaşadığı çevre, toplum etkisi, sosyal uyum, sosyal ilgi, yaşam üslubu..
Birey doğuştan aşağılık duygusu içinde doğar der Adler çünkü doğar doğmaz birilerine muhtaçtır. Birey büyüdükçe aşağılık duygusunu yenmeye başlar ve bu doğrultuda üstünlük çabası dediğimiz şey baş gösterir. Fakat bunun abartılması üstünlük kompleksine yol açar.
Adler bireyin yaşam amacının erken yaşlarda (4-5 yaş) belirlendiğini söylüyor. Çocukluk anılarını inceleyerek bir kişinin idealini ortaya çıkarabileceğimizi öne sürüyor.
Ayrıca Adler, kişilik gelişiminde doğum sırasının etkisi üzerine odaklanmıştır. Örneğin ilk çocuk, bir süre tek çocuk olmanın tadını çıkarır, ebeveynler kendilerini tamamıyla ona adarlar.Bölünmemiş sevgi ve ilgilerini alır. Fakat bu durum ikinci çocuğun doğmasıyla değişir. Adler ilk çocuk için "tahtını yitirmiş kral" demiştir. İlk çocukla beraber, ikinci çocuk, en küçük çocuk ve tek çocuk olarak ele almıştır.
Kesinlikle okunması gereken ve çok yararlı bilgiler öğrenebileceğimiz bir kitap.
Yaşama SanatıAlfred Adler · Say Yayınları · 20182,587 okunma
'Yaşadıklarım üzerine hiçbir dostumla konuşmadım. Çünkü iç dünyamın nasıl ölmüş olduğunu onlar hiç bilmemişti. Şimdi nasıl canlandığımı da bilmeyecekler.'
Freud Amatör Psikanalizi kitabında psikanaliz için tıp eğitiminin gerekli olup olmadığı hakkında düşüncelerini tarafsız bir dinleyiciyle tartışıyor. Tarafsız dinleyici aklına gelen tüm sorularla Freud ' u zorluyor.
Aynı zamanda Ben ve Es kavramları karşımıza çıkıyor. Ben ve Es arasındaki bağ ve çatışmaları anlatıyor, Es karşısında dayanıklı bir Ben olması gerektiği, Es eğer Ben' i ele geçirirse bir çok sorun olabileceğini bize gösteriyor.
Kitap biraz zor anlaşılıyor bu yüzden dikkatli okumakta fayda var.
(Not: Es=id =bilinçdışı)
"Zaman bazen kuş gibi uçar bazen de solucan gibi sürünerek geçer; ama insan en çok zamanın ağır mı yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendini iyi hisseder."
Irvın yalom 'un keyifle okuduğum bir kitabıydı.
Yakında öleceğinizi öğrenseydiniz ne yapardınız? Hayatın tadını çıkarmaktan vazgeçerek mi ya da işinizden elinizi ayağınızı çekerek zaten ölecekmişim diyerek mi? Ya da sevdiğim işimi yaparak anımın tadını çıkararak mı? Evet bu kitapta bir terapistin ölüm haberi ile yüzleşerek yaptıkları, yaşadıkları ile ilgili çok güzel akıcı kareler bulacaksınız. Bunun yanı sıra Schopenhaure tedavisini de az çok öğrenmiş olacaksınız. Bunu öğrenirken de grup terapisinin içinde bulacaksınız kendinizi. Psikoloji türünde kitaplar seviyorsanız kesinlikle okunası bir kitap!